Coğrafya, geniş bir ‘mekan incelemesi', bir başka deyişle ‘mekanın bilimi'dir. İnsanların duygu ve düşüncelerinin şekillenmesinde, milletlerin kaderlerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
İnsan hayatının yeniden kurgulandığı edebi eser de kendisini yaratan coğrafyadan izler taşır.
Bu nedenle dünyadaki en az gelişmiş bir edebiyat örneğinde dahi içinde doğup büyüdüğü coğrafyanın damgası vardır. Toprak ve iklim şartları ile ‘sosyal realite'yi şekillendiren coğrafya, insanların duyuş ve düşünüş tarzlarını, dünya görüşlerini, yaşama biçimlerini etkilemekte, sunduğu imkanlarla bir bakıma geleceği de yönlendirmektedir.
Bu kitap, Türk edebiyatının son bir buçuk asrına bu çıkış noktasından hareketle ve bu dikkatle bir bakış ve değerlendiriş çalışmasıdır.
Coğrafya, geniş bir ‘mekan incelemesi', bir başka deyişle ‘mekanın bilimi'dir. İnsanların duygu ve düşüncelerinin şekillenmesinde, milletlerin kaderlerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
İnsan hayatının yeniden kurgulandığı edebi eser de kendisini yaratan coğrafyadan izler taşır.
Bu nedenle dünyadaki en az gelişmiş bir edebiyat örneğinde dahi içinde doğup büyüdüğü coğrafyanın damgası vardır. Toprak ve iklim şartları ile ‘sosyal realite'yi şekillendiren coğrafya, insanların duyuş ve düşünüş tarzlarını, dünya görüşlerini, yaşama biçimlerini etkilemekte, sunduğu imkanlarla bir bakıma geleceği de yönlendirmektedir.
Bu kitap, Türk edebiyatının son bir buçuk asrına bu çıkış noktasından hareketle ve bu dikkatle bir bakış ve değerlendiriş çalışmasıdır.