“Susuz yazlardan kalma payidar cümleler birikti dilimizin eşiğinde. Bir asası var sabrın sonunu bekleyen dervişin, birde muradı insanların. Yokluklarda geçen zaman dilimlerini hibe ettik geçişteki ayak izlerimize. Geleceğin kaygılı telaşını indirip bir kenara, sol kaburgamızın altına aldık “Sevgi” kelimesini. Sonra kirli sakallı geceleri güne kavuşturduk. Sersefil umutlarımızı bir sigaranın izmaritiyle kül tablasına söndürdük. Sadece şiirin tebessümü gölge etsin diye yüzümüze, gölgemize basa basa yürüdük Edebiyat Sokağımızdan yüreğinize doğru”
“Susuz yazlardan kalma payidar cümleler birikti dilimizin eşiğinde. Bir asası var sabrın sonunu bekleyen dervişin, birde muradı insanların. Yokluklarda geçen zaman dilimlerini hibe ettik geçişteki ayak izlerimize. Geleceğin kaygılı telaşını indirip bir kenara, sol kaburgamızın altına aldık “Sevgi” kelimesini. Sonra kirli sakallı geceleri güne kavuşturduk. Sersefil umutlarımızı bir sigaranın izmaritiyle kül tablasına söndürdük. Sadece şiirin tebessümü gölge etsin diye yüzümüze, gölgemize basa basa yürüdük Edebiyat Sokağımızdan yüreğinize doğru”