Sanatçı ve yazarlar, varoluş alanlarının uçlarında ve sınırlarında gezen kimselerdir. Bu yüzden sıradan ve olağan değillerdir. Hep, varsayılan sınırların ötelerini soruştururlar. Bahsedilen alanlar yalnızca doğada bulunan somut alanlar olmayıp, daha çok onun kendi fantazisinin, bilinç ve bilinçaltının beslediği, sınırlarının ise sonsuzluğa uzandığı soyut alandır. Genellikle insanlara ürkütücü ve soğuk gelen böyle yerlere ilgileri yüzünden sanatçılar, ya dışlanmışlar veya garipsenmişlerdir. Eleştirdikleri kadar eleştirilmişlerdir.
Sanatçı ve yazarlar, varoluş alanlarının uçlarında ve sınırlarında gezen kimselerdir. Bu yüzden sıradan ve olağan değillerdir. Hep, varsayılan sınırların ötelerini soruştururlar. Bahsedilen alanlar yalnızca doğada bulunan somut alanlar olmayıp, daha çok onun kendi fantazisinin, bilinç ve bilinçaltının beslediği, sınırlarının ise sonsuzluğa uzandığı soyut alandır. Genellikle insanlara ürkütücü ve soğuk gelen böyle yerlere ilgileri yüzünden sanatçılar, ya dışlanmışlar veya garipsenmişlerdir. Eleştirdikleri kadar eleştirilmişlerdir.