Elinizdeki bu çalışma üç ayrı bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm Gandhi ve Hindistan Ulusal Hareketine ayrılmış, ikinci bölümde Martin Luther King ve Amerikan Siyah Hareketi incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise Doğrudan Eylem adı verilen siyasal mücadele biçiminin genel karakteri üzerinde durularak, bu hareketin felsefesi hakkında bazı ipuçları ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Bu çalışma sivil itaatsizlik, sivil direniş ve doğrudan eylem adlarıyla tanınabilecek bir örgütlenme ve direniş geleneğinin, Hindistan ve Kuzey Amerikada yarattığı pratiklerle ve bu pratiklerin üzerinde şekillendiği felsefeyi Gandhi ve King özgüllüğünde incelemeyi amaç edinmiştir. Çalışma sırasında doğrudan eylem hattı örgütlenirken verilen mücadele, bu örgütlerin karakteri, kitleselleşmesinin hangi koşullarda sağlandığı, bu hareketin olası zaafları araştırılmış, bu araştırmalar sırasında, hem Amerikada hem de Hindistanda mücadelenin yerel halkın, binlerce yıllık bir gelenekle oluşturduğu yaşam tarzı ile olan dolaysız ilişkileri ortaya konulmaya çabalanmıştır.
Çalışmanın son bölümünde modern toplum, ay-dınlanma düşüncesi, etik, bireysel sorumluluk gibi te-mel bazı konulara değinilmiş, doğrudan eylem felsefesinin bu tip tartışmaların zenginleştirilmesi açısından ne tür anlamlar taşıdığı üzerinde durulmuştur. Özellikle Zygmunt Baumanın Modernite ve Holocaust adlı eserindeki temel düşüncelerin ışığında, modern toplumda ahlakın gittikçe daha teknik bir sorun gibi algılanmasının yarattığı tahribatın boyutları ele alınmış, modern toplumun yapısını belirleyen işbölümü, hiyerarşi, aydınlanmadan bugüne dek süren süregelen akılcılık söylemi, ilerlemecilik anlayışı, işlevselliğin yüceltilmesi ve benzeri argümanların günümüzdeki anlamları yeni baştan sorgulanmaya ve buna bağlı olarak da, doğrudan eylem anlayışının; modern toplumun yarattığı sorunlara yönelik öne sürdüğü çözümler tartışılmaya çalışılmıştır.
Elinizdeki bu çalışma üç ayrı bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm Gandhi ve Hindistan Ulusal Hareketine ayrılmış, ikinci bölümde Martin Luther King ve Amerikan Siyah Hareketi incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise Doğrudan Eylem adı verilen siyasal mücadele biçiminin genel karakteri üzerinde durularak, bu hareketin felsefesi hakkında bazı ipuçları ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Bu çalışma sivil itaatsizlik, sivil direniş ve doğrudan eylem adlarıyla tanınabilecek bir örgütlenme ve direniş geleneğinin, Hindistan ve Kuzey Amerikada yarattığı pratiklerle ve bu pratiklerin üzerinde şekillendiği felsefeyi Gandhi ve King özgüllüğünde incelemeyi amaç edinmiştir. Çalışma sırasında doğrudan eylem hattı örgütlenirken verilen mücadele, bu örgütlerin karakteri, kitleselleşmesinin hangi koşullarda sağlandığı, bu hareketin olası zaafları araştırılmış, bu araştırmalar sırasında, hem Amerikada hem de Hindistanda mücadelenin yerel halkın, binlerce yıllık bir gelenekle oluşturduğu yaşam tarzı ile olan dolaysız ilişkileri ortaya konulmaya çabalanmıştır.
Çalışmanın son bölümünde modern toplum, ay-dınlanma düşüncesi, etik, bireysel sorumluluk gibi te-mel bazı konulara değinilmiş, doğrudan eylem felsefesinin bu tip tartışmaların zenginleştirilmesi açısından ne tür anlamlar taşıdığı üzerinde durulmuştur. Özellikle Zygmunt Baumanın Modernite ve Holocaust adlı eserindeki temel düşüncelerin ışığında, modern toplumda ahlakın gittikçe daha teknik bir sorun gibi algılanmasının yarattığı tahribatın boyutları ele alınmış, modern toplumun yapısını belirleyen işbölümü, hiyerarşi, aydınlanmadan bugüne dek süren süregelen akılcılık söylemi, ilerlemecilik anlayışı, işlevselliğin yüceltilmesi ve benzeri argümanların günümüzdeki anlamları yeni baştan sorgulanmaya ve buna bağlı olarak da, doğrudan eylem anlayışının; modern toplumun yarattığı sorunlara yönelik öne sürdüğü çözümler tartışılmaya çalışılmıştır.