Eğitimde açıklık hareketi, eğitim hizmetlerine dileyen herkesin erişimini doğal hak olarak gören bir anlayışı ifade etmektedir. Kökenleri çok eskilere dayandırılabilmektedir. Ancak, modern eğitim tarihi bağlamında bu hareketin en önemli mihenk taşı olarak 1969 yılında İngiliz Açık Üniversitesinin kurularak eğitim-öğretim hizmeti sunmaya başlaması gösterilmektedir. İngiliz Açık Üniversitesinin elde ettiği başarı birçok ülkede açık üniversitelerin kurulmasını sağlamış, özellikle 1970'li ve 1980'li yıllarda hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde bu tür üniversiteler kurulmuştur. O gün için yenilikçi bugün ise geleneksel olarak nitelendirebileceğimiz öğrenme malzemeleriyle (televizyon, video kaset, ses kaseti, kitap, vb.) sunulan açık eğitim hizmeti gelişmiş ülkelerde bir kolaylık (hayatboyu öğrenme imkanı), gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde ise (yeterli yüksek öğretim kurumu olmaması nedeniyle) bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Her iki durumda da açık üniversiteler diğer yüksek öğretim kurumlarından farklı örgütsel yapılara sahip olmuşlardır. Bu durum İnternet ve ilgili teknolojilerin gelişmesiyle birlikte değişmiştir. Birçok geleneksel yüz yüze eğitim-öğretim sağlayan üniversite 1990'ların ikinci yarısından itibaren çevrimiçi öğrenme dersleri ve programları sunmaya başlamışlardır.
Eğitimde açıklık hareketi, eğitim hizmetlerine dileyen herkesin erişimini doğal hak olarak gören bir anlayışı ifade etmektedir. Kökenleri çok eskilere dayandırılabilmektedir. Ancak, modern eğitim tarihi bağlamında bu hareketin en önemli mihenk taşı olarak 1969 yılında İngiliz Açık Üniversitesinin kurularak eğitim-öğretim hizmeti sunmaya başlaması gösterilmektedir. İngiliz Açık Üniversitesinin elde ettiği başarı birçok ülkede açık üniversitelerin kurulmasını sağlamış, özellikle 1970'li ve 1980'li yıllarda hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde bu tür üniversiteler kurulmuştur. O gün için yenilikçi bugün ise geleneksel olarak nitelendirebileceğimiz öğrenme malzemeleriyle (televizyon, video kaset, ses kaseti, kitap, vb.) sunulan açık eğitim hizmeti gelişmiş ülkelerde bir kolaylık (hayatboyu öğrenme imkanı), gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde ise (yeterli yüksek öğretim kurumu olmaması nedeniyle) bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Her iki durumda da açık üniversiteler diğer yüksek öğretim kurumlarından farklı örgütsel yapılara sahip olmuşlardır. Bu durum İnternet ve ilgili teknolojilerin gelişmesiyle birlikte değişmiştir. Birçok geleneksel yüz yüze eğitim-öğretim sağlayan üniversite 1990'ların ikinci yarısından itibaren çevrimiçi öğrenme dersleri ve programları sunmaya başlamışlardır.