Kayseri örneğinde, "Millî Görüş" geleneğinden gelen siyasi kadroların yönetimindeki belediyecilik pratiğini ele alan bu inceleme, aslında birkaç düzlemde okunabilir. Öncelikle, elbette, İslâmcı belediyeciliğe dair bir analiz: Muhafazakâr mekân üretim politikası ve kent imgesi... Yerel sınıfsal-toplumsal ittifak yapısı... Geleneksel eşraf ve yükselen ‘yeni burjuvazi'... Kent yoksullarını ‘tavlayan' hayırsever yardım politikası... Ve bu politikanın neoliberalizmle eklemlenmedeki başarısı.
Eğreti Kamusallık, tam da bu sentezin sonuçlarını kavramlaştırıyor. Ali Ekber Doğan'ın kitabı, Türkiye'de yerel yönetimlerin ekonomi-politik tarihine genel bir bakış olarak da okunabilir. Yine Kayseri örneğinde, Tek Parti iktidarından DP-AP çizgisine, 12 Eylül sonrası ANAP tecrübesine, sosyal demokrat yönetimlere ve oradan İslâmcı belediyeciliğe "ikinci döneminde neoliberal çizgisi belirginleşen" uzanan sürecin titiz bir analizi. Bu değişimde, 1970'ler CHP'sinin "üretici belediyecilik" akımı ile 1989-94 döneminin SHP deneyimi arasında yapılan mukayese, başlıbaşına önem taşıyor. Kavramsal düzlem de başlıbaşına önemli.
Yazar, kenti değişim değeri (rant ve pazarlama nesnesi) olarak görmekle ve kullanım değeri (yaşamın yeniden üretileceği bir mekân ve ilişki ağı) olarak görmek arasındaki temel politik farka oturtuyor analizini. İlkinin giderek ağır basmasının yol açtığı tahribatı gösteriyor. "Türk muhafazakârlığının" analizi bakımından da, takibe değer yol izleri bulunabilir kitapta. "Kayserili tüccar" klişesinin ardında yatan pragmatizmle buluşan yol izleri... Bütün bunların yanında, Kayseri'ye dair bir kitap bu. Orta Anadolu'nun bu kadim ticaret merkezinin modern bir kent olma "veya: olamama!" serüvenine dair bir kitap...
Kayseri örneğinde, "Millî Görüş" geleneğinden gelen siyasi kadroların yönetimindeki belediyecilik pratiğini ele alan bu inceleme, aslında birkaç düzlemde okunabilir. Öncelikle, elbette, İslâmcı belediyeciliğe dair bir analiz: Muhafazakâr mekân üretim politikası ve kent imgesi... Yerel sınıfsal-toplumsal ittifak yapısı... Geleneksel eşraf ve yükselen ‘yeni burjuvazi'... Kent yoksullarını ‘tavlayan' hayırsever yardım politikası... Ve bu politikanın neoliberalizmle eklemlenmedeki başarısı.
Eğreti Kamusallık, tam da bu sentezin sonuçlarını kavramlaştırıyor. Ali Ekber Doğan'ın kitabı, Türkiye'de yerel yönetimlerin ekonomi-politik tarihine genel bir bakış olarak da okunabilir. Yine Kayseri örneğinde, Tek Parti iktidarından DP-AP çizgisine, 12 Eylül sonrası ANAP tecrübesine, sosyal demokrat yönetimlere ve oradan İslâmcı belediyeciliğe "ikinci döneminde neoliberal çizgisi belirginleşen" uzanan sürecin titiz bir analizi. Bu değişimde, 1970'ler CHP'sinin "üretici belediyecilik" akımı ile 1989-94 döneminin SHP deneyimi arasında yapılan mukayese, başlıbaşına önem taşıyor. Kavramsal düzlem de başlıbaşına önemli.
Yazar, kenti değişim değeri (rant ve pazarlama nesnesi) olarak görmekle ve kullanım değeri (yaşamın yeniden üretileceği bir mekân ve ilişki ağı) olarak görmek arasındaki temel politik farka oturtuyor analizini. İlkinin giderek ağır basmasının yol açtığı tahribatı gösteriyor. "Türk muhafazakârlığının" analizi bakımından da, takibe değer yol izleri bulunabilir kitapta. "Kayserili tüccar" klişesinin ardında yatan pragmatizmle buluşan yol izleri... Bütün bunların yanında, Kayseri'ye dair bir kitap bu. Orta Anadolu'nun bu kadim ticaret merkezinin modern bir kent olma "veya: olamama!" serüvenine dair bir kitap...