Ebû'l-Hasen el-Eş‘arî, kendine özgü hayat hikayesi, ortaya koyduğu fikrî mücadele ve bu mücadeleyi somutlaştırdığı çok sayıda eseri ile İslam düşünce geleneğinde kalıcı etki bırakmış bir kimsedir. Kendine özgüdür; çünkü onun gibi bir gelenek içerisinde yetişip başka bir geleneğe geçen ve yeni bir düşünce muhiti içerisinde bu kadar başarılı olabilen çok fazla isim yoktur. Mu‘tezilî cenahtan bakınca Eş‘arî, yaptığı tercihle kelamcı olmaktan vazgeçmiş ve Ehl-i Hadîs'in saflarına katılmıştır. Mâturîdî zaviden bakınca Mu‘tezile'yi terk etmiş, sonra da Ehl-i Hadîs'in kelamcısı olmuştur. Kendisinin görüşlerini sahiplenen Ehl-i Hadîs'in Şâfiî ve Mâlikî kanadı için Eş‘arî, Mu‘tezile'ye karşı koyabilen, böylelikle de sadece Ehl-i Hadîs değil, aynı zamanda Ehl-i Sünnet kelamını başlatan kimsedir. Ehl-i Hadîs içerisinde daha katı bir yaklaşıma sahip olan Hanbelîlere göre ise o, kelamcı kimliğini Ehl-i Hadîs içerisinde devam ettiren, bu haliyle de Ehl-i Hadîs'e Mu‘tezilî kelamcılardan bile daha fazla zarar veren bir kimsedir. Farklı zaviyelerden bakınca beliren böylesi bir tablo, Eş‘arî'nin Mu‘tezile sonrası sürecini yalnızca kendisiyle mukayyet olmayan geniş bir düzlemde ele almayı gerekli kılar. Bu geniş düzlemi, dört parçadan oluşan bir matruşkaya benzetmek de mümkündür. En dışta Ehl-i Sünnet yer alır; bunu sırasıyla, Ehl-i Hadîs, Ehl-i Hadîs'in Şâfiî kanadı ve Küllâbîlik izler.
Ebû'l-Hasen el-Eş‘arî, kendine özgü hayat hikayesi, ortaya koyduğu fikrî mücadele ve bu mücadeleyi somutlaştırdığı çok sayıda eseri ile İslam düşünce geleneğinde kalıcı etki bırakmış bir kimsedir. Kendine özgüdür; çünkü onun gibi bir gelenek içerisinde yetişip başka bir geleneğe geçen ve yeni bir düşünce muhiti içerisinde bu kadar başarılı olabilen çok fazla isim yoktur. Mu‘tezilî cenahtan bakınca Eş‘arî, yaptığı tercihle kelamcı olmaktan vazgeçmiş ve Ehl-i Hadîs'in saflarına katılmıştır. Mâturîdî zaviden bakınca Mu‘tezile'yi terk etmiş, sonra da Ehl-i Hadîs'in kelamcısı olmuştur. Kendisinin görüşlerini sahiplenen Ehl-i Hadîs'in Şâfiî ve Mâlikî kanadı için Eş‘arî, Mu‘tezile'ye karşı koyabilen, böylelikle de sadece Ehl-i Hadîs değil, aynı zamanda Ehl-i Sünnet kelamını başlatan kimsedir. Ehl-i Hadîs içerisinde daha katı bir yaklaşıma sahip olan Hanbelîlere göre ise o, kelamcı kimliğini Ehl-i Hadîs içerisinde devam ettiren, bu haliyle de Ehl-i Hadîs'e Mu‘tezilî kelamcılardan bile daha fazla zarar veren bir kimsedir. Farklı zaviyelerden bakınca beliren böylesi bir tablo, Eş‘arî'nin Mu‘tezile sonrası sürecini yalnızca kendisiyle mukayyet olmayan geniş bir düzlemde ele almayı gerekli kılar. Bu geniş düzlemi, dört parçadan oluşan bir matruşkaya benzetmek de mümkündür. En dışta Ehl-i Sünnet yer alır; bunu sırasıyla, Ehl-i Hadîs, Ehl-i Hadîs'in Şâfiî kanadı ve Küllâbîlik izler.