Elbet Gün Ağarır Anne, roman tadında bir anı kitabı. Kitabın birinci bölümü Halep'ten Diyarbakır'a uzanan uzun ve çarpıcı bir hikâyeyi barındırıyor. Kalabalık bir ailenin göçlerle, zorlu yaşam mücadelesiyle geçen yıllarından sonra bambaşka bir öykü başlıyor… Annesinin üzerine titrediği Mustafa delikanlı olmuş ve Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaydını yaptırmıştır. Genç Mustafa burada çok geçmeden politik bilince kavuşacak ve ilerici gençlik örgütlenmesinin içinde yer alacaktır…
Kitabın ikinci bölümü Türkiye'nin yakın tarihinin en kara döneminin kapısında başlamaktadır. 1980 Askeri Darbesi'ni uzanan sürecin son ve en kanlı bölümüdür bu.
Elbet Gün Ağarır Anne aynı zamanda tarihe tanıklık yapmaktadır: 1982-1986 yılları arasında dünyada bir işkence laboratuvarı ve türlü türlü insanlık dışı uygulamaların merkezi olan Diyarbakır Cezaevi'nde, tutukludan çok bir esir gibi kalan, yeni mezun doktor Mustafa Dağcı'nın anıları sivil tarihimiz için ibret verici belgelerden biridir.
Elbet Gün Ağarır Anne, roman tadında bir anı kitabı. Kitabın birinci bölümü Halep'ten Diyarbakır'a uzanan uzun ve çarpıcı bir hikâyeyi barındırıyor. Kalabalık bir ailenin göçlerle, zorlu yaşam mücadelesiyle geçen yıllarından sonra bambaşka bir öykü başlıyor… Annesinin üzerine titrediği Mustafa delikanlı olmuş ve Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaydını yaptırmıştır. Genç Mustafa burada çok geçmeden politik bilince kavuşacak ve ilerici gençlik örgütlenmesinin içinde yer alacaktır…
Kitabın ikinci bölümü Türkiye'nin yakın tarihinin en kara döneminin kapısında başlamaktadır. 1980 Askeri Darbesi'ni uzanan sürecin son ve en kanlı bölümüdür bu.
Elbet Gün Ağarır Anne aynı zamanda tarihe tanıklık yapmaktadır: 1982-1986 yılları arasında dünyada bir işkence laboratuvarı ve türlü türlü insanlık dışı uygulamaların merkezi olan Diyarbakır Cezaevi'nde, tutukludan çok bir esir gibi kalan, yeni mezun doktor Mustafa Dağcı'nın anıları sivil tarihimiz için ibret verici belgelerden biridir.