Mustafa Ünver, şiirimizin son dönem özgün söylemiyle dikkat çeken şairlerden. Bu son kitabıyla sesini, insanı insan yapan duygulara, ince duyarlıklara salıyor. Doğa ve nesneler onun sıçrama taşları. Çağrışım yüklü taptaze imgeleriyle hayatın içinde çıkarıp göğe saldığı güvercinlerle, limon kokularıyla, yıldıza dönüşen saatlerle harlı bir aşkı dokunuyor. Kör kuyularda ışığı son gören batık gemiler yanılgının ve yenilginin şahidi oluyor. Kaçak aşklardan yorulmuş kardeş şehirler onun yurdu ve de şiirin yıldız kaynayan göğü. Her dizede bir kez daha ölümü tadan, gülleri açılmadan solduran eylüle sitem eden, sevgilisi gidince güneşi batıran, içinden ayrılıklar geçen şair yüreği onu bir yalnızlıktan diğerine savuruyor. Zaten şiirin bedelini yalnızlıkla ödemez mi şairler... Ama bütün yalnızlıklardan firar ederek o naif kuytuya sığınır intihar gecelerinde. Ruhunda kapanmayan bir yara gibi kanaması hiç durmayan o erişilmez olana, aşka...
Mustafa Ünver, şiirimizin son dönem özgün söylemiyle dikkat çeken şairlerden. Bu son kitabıyla sesini, insanı insan yapan duygulara, ince duyarlıklara salıyor. Doğa ve nesneler onun sıçrama taşları. Çağrışım yüklü taptaze imgeleriyle hayatın içinde çıkarıp göğe saldığı güvercinlerle, limon kokularıyla, yıldıza dönüşen saatlerle harlı bir aşkı dokunuyor. Kör kuyularda ışığı son gören batık gemiler yanılgının ve yenilginin şahidi oluyor. Kaçak aşklardan yorulmuş kardeş şehirler onun yurdu ve de şiirin yıldız kaynayan göğü. Her dizede bir kez daha ölümü tadan, gülleri açılmadan solduran eylüle sitem eden, sevgilisi gidince güneşi batıran, içinden ayrılıklar geçen şair yüreği onu bir yalnızlıktan diğerine savuruyor. Zaten şiirin bedelini yalnızlıkla ödemez mi şairler... Ama bütün yalnızlıklardan firar ederek o naif kuytuya sığınır intihar gecelerinde. Ruhunda kapanmayan bir yara gibi kanaması hiç durmayan o erişilmez olana, aşka...