Değerli okurlarımız bu tarihe düştüğümüz gerçek yaşanmışlıklardan notlarımızı okuyup bizimle bunca zaman beraber olduğunuz ya da olacağınızdan dolayı sizlere teşekkür ederiz.
Edebiyata düştüğümüz bu çaresiz gerçek aşk ve yaşam hikayesinden örnekle sizlere bir satır dahi katkımız olacak ise bundan daha büyük mutluluğumuz olamaz.
Eğer böyle ise o bir satır katkı mesajı başkalarına da ulaştırın, ulaştırın ki birlikte insanlığın güzel günlerine giden yolda zerre kadar da olsa payımız olsun.
Görüyorsunuz ki günümüzde kimileri yağla balla saraylarda beslenirken, kimileri de tarihi surların deliklerinde açlıktan ölmektedir.
Kimileri çaresiz sevdalara canlarını adarken kimileri de başkalarının sevdalarını har vurup harman savurarak gönülleri kanatmaktadırlar.
Oysa bu büyük aşkların da, adaletin de, kardeşliğin de tesisi ve devamı mümkündür, yeter ki dil din ırk ve mal mülk peşinde bölük pörçük olmayalım.
Bizim bu yalnız gezegende insandan başka hiçbir şey olmadığımızı, birimizin öbürümüzden farkı olmadığını artık anlayalım.
Bu küçük yeryüzünde ruhumuzun da var olduğunu ve yaptıklarımız ile ebediyete kadar yüz yüze kalabileceğimizi unutmayalım.
Değerli okurlarımız bu tarihe düştüğümüz gerçek yaşanmışlıklardan notlarımızı okuyup bizimle bunca zaman beraber olduğunuz ya da olacağınızdan dolayı sizlere teşekkür ederiz.
Edebiyata düştüğümüz bu çaresiz gerçek aşk ve yaşam hikayesinden örnekle sizlere bir satır dahi katkımız olacak ise bundan daha büyük mutluluğumuz olamaz.
Eğer böyle ise o bir satır katkı mesajı başkalarına da ulaştırın, ulaştırın ki birlikte insanlığın güzel günlerine giden yolda zerre kadar da olsa payımız olsun.
Görüyorsunuz ki günümüzde kimileri yağla balla saraylarda beslenirken, kimileri de tarihi surların deliklerinde açlıktan ölmektedir.
Kimileri çaresiz sevdalara canlarını adarken kimileri de başkalarının sevdalarını har vurup harman savurarak gönülleri kanatmaktadırlar.
Oysa bu büyük aşkların da, adaletin de, kardeşliğin de tesisi ve devamı mümkündür, yeter ki dil din ırk ve mal mülk peşinde bölük pörçük olmayalım.
Bizim bu yalnız gezegende insandan başka hiçbir şey olmadığımızı, birimizin öbürümüzden farkı olmadığını artık anlayalım.
Bu küçük yeryüzünde ruhumuzun da var olduğunu ve yaptıklarımız ile ebediyete kadar yüz yüze kalabileceğimizi unutmayalım.