Elveda Stres Herkes İçin Hızlı, Kolay ve Etkili Rahatlama Teknikleri

Stok Kodu:
9786056674648
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
158
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
40,00
30,00
9786056674648
464265
Elveda Stres
Elveda Stres Herkes İçin Hızlı, Kolay ve Etkili Rahatlama Teknikleri
30.00

1999 yılında geçirdiğim ağır bir travma sonrası kendimi yaşamı sorgularken buldum. O zamanlar 28 yaşında, ulus­lararası bir şirkette orta kademe yöneticiydim. Yaşıtları­ma göre oldukça iyi para kazanıyor ve yaşadığım şehrin iyi semtlerinden birinde oturuyordum. 5 yıldır dünyalar güze­li bir kızla beraberdim ve yakında evlenmeyi planlıyordum. Geleceğimle ilgili olarak nerede yaşayacağımızdan, ne za­man çocuk sahibi olacağımıza kadar her şey planlanmıştı.

Ama yaşamın benim için planları farklıydı ve bir gecede bildiğim tüm dünya yok oldu. 18 Ağustos 1999 sabahı bil­diğimden farklı bir dünyaya uyandım. Gölcük'ü vuran 7,4 şiddetindeki deprem sonucu, çalıştığım fabrika hasar gör­dü, bir gecede 10 binlerce kişi öldü, yüz binlerce kişi sakat, evsiz ve işsiz kaldı.

Şöyle bir hayal edin, bir sabah kalkıyorsunuz ve eşiniz, aileniz, komşularınız yok. Evsiz, işsiz ve parasızsınız. Bırakın birilerinin yanına sığınmayı, acınızı, üzüntünüzü, korkularınızı paylaşabileceğiniz kimse bile kalmamış. Hayatta kaldığınıza sevinmekse size vicdan azabı veriyor, suçluluk hissediyorsunuz.
Gelecekle ilgili hayalleriniz? Onlar çoktan başka diyarlara yelken açmış. Bilinmezin için­de tek başınasınız…

Deprem yuvaları yıktığı gibi ekonomiyi de yıktı ve Türkiye 2000 yılında ekonomik krize sürüklendi. İşsizlik ve yok­sulluk tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. Depremden kurtulanlar daha kendi yaralarını saramadan ekonomik krizin içinde boğuldu. Türkiye krizler ve travmalar yönünden oldukça zengin bir ülke. 1999 yılından bugüne Türkiye sayısız kriz, cinayet, te­rör ve yolsuzluk sorunlarıyla uğraştı.Sadece son birkaç yılda yaşanan olaylar bile, insanı ömür boyu stres hastası yapmaya yeter.

Kişiliğimizin savunma mekanizmaları bizleri bu olaylar karşısında duyarsızlaştırıyor. Bir kısmımız gazete okumayı, radyo dinlemeyi hepten bıraktı, bir kısmımızsa artık hiçbir şey hissetmiyor. Duygularıyla temasta kalmayı başaranlar­sa öfkeli, üzgün ve yorgun. Kelimeler yetersiz kalıyor. Tüm bu yaşanan olaylar karşısında, duyarsız kalma­dan, görmezden gelmeden, sakin kalabilmek mümkün! Bu kitap size basit tekniklerle bütün bu yaşananların için­de ayakta kalabilmeyi, içimizdeki çaresizlik, öfkeye dönüş­meden önce duygularımızı ifade etmeyi ve boşaltmayı öğ­retmek için tasarlandı.

1999 yılında geçirdiğim ağır bir travma sonrası kendimi yaşamı sorgularken buldum. O zamanlar 28 yaşında, ulus­lararası bir şirkette orta kademe yöneticiydim. Yaşıtları­ma göre oldukça iyi para kazanıyor ve yaşadığım şehrin iyi semtlerinden birinde oturuyordum. 5 yıldır dünyalar güze­li bir kızla beraberdim ve yakında evlenmeyi planlıyordum. Geleceğimle ilgili olarak nerede yaşayacağımızdan, ne za­man çocuk sahibi olacağımıza kadar her şey planlanmıştı.

Ama yaşamın benim için planları farklıydı ve bir gecede bildiğim tüm dünya yok oldu. 18 Ağustos 1999 sabahı bil­diğimden farklı bir dünyaya uyandım. Gölcük'ü vuran 7,4 şiddetindeki deprem sonucu, çalıştığım fabrika hasar gör­dü, bir gecede 10 binlerce kişi öldü, yüz binlerce kişi sakat, evsiz ve işsiz kaldı.

Şöyle bir hayal edin, bir sabah kalkıyorsunuz ve eşiniz, aileniz, komşularınız yok. Evsiz, işsiz ve parasızsınız. Bırakın birilerinin yanına sığınmayı, acınızı, üzüntünüzü, korkularınızı paylaşabileceğiniz kimse bile kalmamış. Hayatta kaldığınıza sevinmekse size vicdan azabı veriyor, suçluluk hissediyorsunuz.
Gelecekle ilgili hayalleriniz? Onlar çoktan başka diyarlara yelken açmış. Bilinmezin için­de tek başınasınız…

Deprem yuvaları yıktığı gibi ekonomiyi de yıktı ve Türkiye 2000 yılında ekonomik krize sürüklendi. İşsizlik ve yok­sulluk tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. Depremden kurtulanlar daha kendi yaralarını saramadan ekonomik krizin içinde boğuldu. Türkiye krizler ve travmalar yönünden oldukça zengin bir ülke. 1999 yılından bugüne Türkiye sayısız kriz, cinayet, te­rör ve yolsuzluk sorunlarıyla uğraştı.Sadece son birkaç yılda yaşanan olaylar bile, insanı ömür boyu stres hastası yapmaya yeter.

Kişiliğimizin savunma mekanizmaları bizleri bu olaylar karşısında duyarsızlaştırıyor. Bir kısmımız gazete okumayı, radyo dinlemeyi hepten bıraktı, bir kısmımızsa artık hiçbir şey hissetmiyor. Duygularıyla temasta kalmayı başaranlar­sa öfkeli, üzgün ve yorgun. Kelimeler yetersiz kalıyor. Tüm bu yaşanan olaylar karşısında, duyarsız kalma­dan, görmezden gelmeden, sakin kalabilmek mümkün! Bu kitap size basit tekniklerle bütün bu yaşananların için­de ayakta kalabilmeyi, içimizdeki çaresizlik, öfkeye dönüş­meden önce duygularımızı ifade etmeyi ve boşaltmayı öğ­retmek için tasarlandı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat