En Doğru Anlatımla Çocuk ve Ergen Psikolojisi

Stok Kodu:
9786055448387
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
216
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%22 indirimli
70,00
54,60
9786055448387
643458
En Doğru Anlatımla Çocuk ve Ergen Psikolojisi
En Doğru Anlatımla Çocuk ve Ergen Psikolojisi
54.60

Dünya bir bahçe ve o bahçenin tek çiçekleri onlar, çocuklar... Onlar öyle bir bereket ki hepsi farklı renkte bir şaheser, hepsi farklı kokuda bir melek. Atılan her adımda, alınan her nefeste ve kırpılan her gözde geleceğe geliyoruz dediğimiz birer vekil. Aslında hayata dair attığımız adımlarımız onlar, çocuklar... Sonsuza ulaşmanın tek yolu, nesli devam ettirmenin tek çaresi, adlarımızın anılmasını sağlamasının en önemli gereği onlar, çocuklar... Onlar çocukta bizler neyiz peki? Bizler kimiz? Ebeveynler kimler? Çocukların ruhunu kirleten asalaklar mıyız? Onların hayatını boşluk, kayıp haline getiren şiddetli şimşekler miyiz? Kayıp ruhlu çocukların anası mıyız babası mıyız? "Ne kendisine ne de topluma bir faydası var" diye eleştirdiğimiz insanlar haline getireceğimiz o çocukların mühendisleri kim? O şuursuz büyükler, bizler miyiz? "Tek bir tokattan ne olacak canım, hak etti o da!" diye kendi kendini savunan sözde masum özde akıllı günahkarlar mıyız?
Evet; sen de çocuktun. Unuttun mu yoksa? Gözlerin fıldır fıldır dönerdi her şeyin ve de herkesin üzerinde... Ne yapsam diye bakar dururdun o her şeye ve herkese. Nasıl yapsam da ona dokunsam? Nasıl yapsam da onunla konuşsam? Nasıl yapsam da onunla oynasam? Nasıl yapsam da onu gizli gizli yesem? Nasıl yapsam da onun hepsini içsem de bitirsem? Hep bu sorular vardı aklında daha filizken, daha bilinçlenmemişken ağabeyin ya da ablan kadar. Hep bu şekilde düşünürdün o taptaze aklınla oyunlar oynarken, sağa sola laf yetiştirirken ya da aşağı koşarken sokaklarda, yukarı bakarken kucaklarda... Ağacın tepesinden zor alıyorlardı belki de seni. Yemek yerken anneni deli ediyordun da nasıl unuttun? Çığlık çığlığa, nefes nefese idin sırf o kırmızı, minik, elmaşekeri için... Lunaparklar senin olmalıydı ya da sen lunaparkların... İşte, böyle hayat... Sen de çocuktun ve unuttun o çocukluk günlerini, o çocuk olduğun zamanları. O zamanlar seni anlamıyorlardı. Şimdi de sen anlamıyorsun kimilerini. O kimiler de genelde çocuklar...
Bir zamanlar sen onlardın ve şimdi onlar sen. Onları anlayabilmenin en güzel yolu da bir zamanlar kendinin de çocuk olduğunu hatırlamak.
Haydi! Bu kitapla o günlerini hatırla, öğren şu çocuk psikolojisini... Eğleneceksin hem de çok. Biraz da olsa çocukların o renkli dünyasını hatırla.

Dünya bir bahçe ve o bahçenin tek çiçekleri onlar, çocuklar... Onlar öyle bir bereket ki hepsi farklı renkte bir şaheser, hepsi farklı kokuda bir melek. Atılan her adımda, alınan her nefeste ve kırpılan her gözde geleceğe geliyoruz dediğimiz birer vekil. Aslında hayata dair attığımız adımlarımız onlar, çocuklar... Sonsuza ulaşmanın tek yolu, nesli devam ettirmenin tek çaresi, adlarımızın anılmasını sağlamasının en önemli gereği onlar, çocuklar... Onlar çocukta bizler neyiz peki? Bizler kimiz? Ebeveynler kimler? Çocukların ruhunu kirleten asalaklar mıyız? Onların hayatını boşluk, kayıp haline getiren şiddetli şimşekler miyiz? Kayıp ruhlu çocukların anası mıyız babası mıyız? "Ne kendisine ne de topluma bir faydası var" diye eleştirdiğimiz insanlar haline getireceğimiz o çocukların mühendisleri kim? O şuursuz büyükler, bizler miyiz? "Tek bir tokattan ne olacak canım, hak etti o da!" diye kendi kendini savunan sözde masum özde akıllı günahkarlar mıyız?
Evet; sen de çocuktun. Unuttun mu yoksa? Gözlerin fıldır fıldır dönerdi her şeyin ve de herkesin üzerinde... Ne yapsam diye bakar dururdun o her şeye ve herkese. Nasıl yapsam da ona dokunsam? Nasıl yapsam da onunla konuşsam? Nasıl yapsam da onunla oynasam? Nasıl yapsam da onu gizli gizli yesem? Nasıl yapsam da onun hepsini içsem de bitirsem? Hep bu sorular vardı aklında daha filizken, daha bilinçlenmemişken ağabeyin ya da ablan kadar. Hep bu şekilde düşünürdün o taptaze aklınla oyunlar oynarken, sağa sola laf yetiştirirken ya da aşağı koşarken sokaklarda, yukarı bakarken kucaklarda... Ağacın tepesinden zor alıyorlardı belki de seni. Yemek yerken anneni deli ediyordun da nasıl unuttun? Çığlık çığlığa, nefes nefese idin sırf o kırmızı, minik, elmaşekeri için... Lunaparklar senin olmalıydı ya da sen lunaparkların... İşte, böyle hayat... Sen de çocuktun ve unuttun o çocukluk günlerini, o çocuk olduğun zamanları. O zamanlar seni anlamıyorlardı. Şimdi de sen anlamıyorsun kimilerini. O kimiler de genelde çocuklar...
Bir zamanlar sen onlardın ve şimdi onlar sen. Onları anlayabilmenin en güzel yolu da bir zamanlar kendinin de çocuk olduğunu hatırlamak.
Haydi! Bu kitapla o günlerini hatırla, öğren şu çocuk psikolojisini... Eğleneceksin hem de çok. Biraz da olsa çocukların o renkli dünyasını hatırla.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat