Zikir ve dua en büyük ibadetlerden, Allah'a yaklaşmanın en büyük vesilelerinden ve en değerli taatlerdendir. Zira zikir ve dua Allah'a ulaştıran kulluğun en önemli özelliklerini içermektedir. Nitekim Allah Teala "De ki: Duanız olmasa Rabbim size neden önem versin ki?" (Furkan, 77) buyurmuştur. Demek ki dua Allah'ın rahmetinin inmesini ve Onun rızasının sağanak halinde boşanmasını talep etmek için dayanılacak şeydir. Zira O'nun rızası rahmet ve rıdvandın rahatlık ve güzel rızık demektir. Kişinin işini Allah'a havale etmesi O'nu büyüklemesidir, O'na dayanmasıdır. Yalnızca O'na dua etmek ve O'na sığınmak tevhidin zirvesidir, kabul edilecek kulluğun doruk noktasıdır. Allah (svt) ihlal sahibi salih kullarını vasfederken onların kendisine bütün azalarıyla yöneldiklerini, herhangi bir dünyalığın ya da arzunun onları kendisinden çevirmediğini söylemektedir: "
Onları ne bir ticaret ne bir alışveriş Allah'ın zikrinden alıkoyar." (Nür, 37)
"Yanları yataklardan uzak durur. Rablerine korkarak ve umarak dua ederler." (Secde, 16)
Allah'a dua etmek ve O'nu anmak nefsi ruhi riyazete, gafletten uyanmaya, şeytanın akıllara soktuğu düşüncelerden ve attığı vesveselerden sakınmaya sevk eder. Bu düşünceler ve vesveseler ki şeytan bunlarla gafilleri Allahı anmaktan alıkoyar.
Zikir ve dua en büyük ibadetlerden, Allah'a yaklaşmanın en büyük vesilelerinden ve en değerli taatlerdendir. Zira zikir ve dua Allah'a ulaştıran kulluğun en önemli özelliklerini içermektedir. Nitekim Allah Teala "De ki: Duanız olmasa Rabbim size neden önem versin ki?" (Furkan, 77) buyurmuştur. Demek ki dua Allah'ın rahmetinin inmesini ve Onun rızasının sağanak halinde boşanmasını talep etmek için dayanılacak şeydir. Zira O'nun rızası rahmet ve rıdvandın rahatlık ve güzel rızık demektir. Kişinin işini Allah'a havale etmesi O'nu büyüklemesidir, O'na dayanmasıdır. Yalnızca O'na dua etmek ve O'na sığınmak tevhidin zirvesidir, kabul edilecek kulluğun doruk noktasıdır. Allah (svt) ihlal sahibi salih kullarını vasfederken onların kendisine bütün azalarıyla yöneldiklerini, herhangi bir dünyalığın ya da arzunun onları kendisinden çevirmediğini söylemektedir: "
Onları ne bir ticaret ne bir alışveriş Allah'ın zikrinden alıkoyar." (Nür, 37)
"Yanları yataklardan uzak durur. Rablerine korkarak ve umarak dua ederler." (Secde, 16)
Allah'a dua etmek ve O'nu anmak nefsi ruhi riyazete, gafletten uyanmaya, şeytanın akıllara soktuğu düşüncelerden ve attığı vesveselerden sakınmaya sevk eder. Bu düşünceler ve vesveseler ki şeytan bunlarla gafilleri Allahı anmaktan alıkoyar.