Abbasiler, İslam halifeliğini ele geçirdikten sonra iktidar isteği ile karşılarına çıkabilecek gruplara karşı sert bir politika güttü. Şüphesiz bu grupların başında Emeviler geliyordu. Tedhişe maruz kalan Emeviler, Abbasiler'den kurtulmanın yollarını arıyordu. Halife Hişam'ın torunu Abdurrahman da Abbasiler'in elinden kaçarak Endülüs'e geldi ve burada Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.
Bu devlet, İslam dünyasının 9 ve 10. yüzyıllarda içine düştüğü kaynaşmalardan, iktidar çekişmelerinden ve mezhep kavgalarından büyük ölçüde uzak kaldı. Merkezi Kurtuba olan Endülüs Emevi Devleti, neredeyse 300 sene Avrupa'da hüküm sürdü. Bu hakimiyet, bir yandan İslam alemi üzerinde önemli ölçüde etkili olurken diğer yandan Hristiyan Avrupa'yı da tesiri altına almayı başarmıştı. Çünkü Endülüs Emevileri bilim, kültür ve sanatta o derece ileriye gitmişlerdi ki meydana koydukları eserler ve kültürel yapıları ile her iki dünyanın hayranlığını kazanmışlardı. Hatta Avrupa'dan pek çok öğrenci Endülüs'e ilim tahsil etmeye gelmişti. Bu bakımdan Hristiyan Avrupa ve İslam tarihinde müstesna bir yeri olan Endülüs Emevi Devleti'ni ve Endülüs halifelerini tanımak, dünya tarihi açısından büyük bir önem arz etmektedir.
Abbasiler, İslam halifeliğini ele geçirdikten sonra iktidar isteği ile karşılarına çıkabilecek gruplara karşı sert bir politika güttü. Şüphesiz bu grupların başında Emeviler geliyordu. Tedhişe maruz kalan Emeviler, Abbasiler'den kurtulmanın yollarını arıyordu. Halife Hişam'ın torunu Abdurrahman da Abbasiler'in elinden kaçarak Endülüs'e geldi ve burada Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.
Bu devlet, İslam dünyasının 9 ve 10. yüzyıllarda içine düştüğü kaynaşmalardan, iktidar çekişmelerinden ve mezhep kavgalarından büyük ölçüde uzak kaldı. Merkezi Kurtuba olan Endülüs Emevi Devleti, neredeyse 300 sene Avrupa'da hüküm sürdü. Bu hakimiyet, bir yandan İslam alemi üzerinde önemli ölçüde etkili olurken diğer yandan Hristiyan Avrupa'yı da tesiri altına almayı başarmıştı. Çünkü Endülüs Emevileri bilim, kültür ve sanatta o derece ileriye gitmişlerdi ki meydana koydukları eserler ve kültürel yapıları ile her iki dünyanın hayranlığını kazanmışlardı. Hatta Avrupa'dan pek çok öğrenci Endülüs'e ilim tahsil etmeye gelmişti. Bu bakımdan Hristiyan Avrupa ve İslam tarihinde müstesna bir yeri olan Endülüs Emevi Devleti'ni ve Endülüs halifelerini tanımak, dünya tarihi açısından büyük bir önem arz etmektedir.