Bu isimleri okuyacak kimseler ilk önce niyet ve itikatlarını güzel yapmalıdırlar. Zira hadis-i şerifte: "Ameller niyetlere göredir, herkes için niyet ettiği şey vardır" buyrulmuştur. (Buhari, Bedü'l-vahy:1, no:1, 1/3)
İnsan ihlaslı bir niyetle bu isimlerden birini zikretse anında kabul görür, lakin ilk başta en az yüz kere tevbe, istiğfar ve salevat-ı şerife okumalıdır. Allah-u Te'ala güzel amel işleyenlerin ecrini zayi etmeyecektir.
Olmuş ve olacak şeyler hakkında kalem kurumuştur. Lakin Allah-u Te'ala senin hakkında bir şey murad ederse, seni o işe dua etmen için harekete geçirir. Zira hakikatte muharrik olan Fail-i Muhtar (dilediğini yapmakta serbest olan ve istediği şey için dilediğini harekete geçiren) ancak Allah-u Te'ala'dır.
Bir kimse dua edip de kabul eseri görmediği zaman, hemen ümit kesmemelidir. Çünkü O sana Kendi murat ettiği zamanda icabeti tazmin etmiş (kabul sözü vermiş)tir, senin istediğin zaman değil. İcabet kaçınılmazdır lakin ilm-i ezelide bunların vakti saati vardır.
Allah-u Te'ala bazen istenilenin aynı ile icabet buyurur, bazen de farklı bir yolla icabet (duayı kabul) buyurur. Çünkü Allah-u Te'ala bütün gaybları hakkıyla bilen Allamu'l-ğuyubtur, O senin kârını senden iyi bilir.
Bu isimleri okuyacak kimseler ilk önce niyet ve itikatlarını güzel yapmalıdırlar. Zira hadis-i şerifte: "Ameller niyetlere göredir, herkes için niyet ettiği şey vardır" buyrulmuştur. (Buhari, Bedü'l-vahy:1, no:1, 1/3)
İnsan ihlaslı bir niyetle bu isimlerden birini zikretse anında kabul görür, lakin ilk başta en az yüz kere tevbe, istiğfar ve salevat-ı şerife okumalıdır. Allah-u Te'ala güzel amel işleyenlerin ecrini zayi etmeyecektir.
Olmuş ve olacak şeyler hakkında kalem kurumuştur. Lakin Allah-u Te'ala senin hakkında bir şey murad ederse, seni o işe dua etmen için harekete geçirir. Zira hakikatte muharrik olan Fail-i Muhtar (dilediğini yapmakta serbest olan ve istediği şey için dilediğini harekete geçiren) ancak Allah-u Te'ala'dır.
Bir kimse dua edip de kabul eseri görmediği zaman, hemen ümit kesmemelidir. Çünkü O sana Kendi murat ettiği zamanda icabeti tazmin etmiş (kabul sözü vermiş)tir, senin istediğin zaman değil. İcabet kaçınılmazdır lakin ilm-i ezelide bunların vakti saati vardır.
Allah-u Te'ala bazen istenilenin aynı ile icabet buyurur, bazen de farklı bir yolla icabet (duayı kabul) buyurur. Çünkü Allah-u Te'ala bütün gaybları hakkıyla bilen Allamu'l-ğuyubtur, O senin kârını senden iyi bilir.