Cumhuriyet tarihi boyunca sarf edilen tüm çabalara, bu uğurda aktarılan mali kaynaklara ve halkın katlandığı büyük fedakârlıklara rağmen Türkiye, katma değeri ve uluslararası rekabet gücü yüksek bir sanayileşme başarısına ulaşamamıştır. Müteaddit defalar başarısızlığa uğrayan bu serüvenin erken Cumhuriyet dönemindeki gelişimini Alpullu ve Uşak şeker fabrikaları özelinde inceleyen bu araştırmada, ülkenin “kalkınamama” meselesi 1920'lerde uygulamaya konulan ilk sınai kalkınma hamlesinin de önemli unsurları arasında yer alan bu mikro örnekler üzerinden eleştirel analize tabi tutulmaktadır.
Yatırım ölçekleri ve dönemin zorlu koşulları altında sağlanan geniş kamu himaye ve imkânları itibarıyla Cumhuriyet'in ilk on yılındaki kalkınma politikaları açısından büyük bir önem arz eden bu şeker fabrikaları, bu yıllarda uygulamaya konulan “devlet himayesi altında özel sermaye esaslı” sınai kalkınma modelinin sorunlu işleyişine dair neredeyse tüm semptomları barındırması dolayısıyla dönem iktisadiyatı açısından yüksek bir temsil kabiliyetine sahiptir. Akademik bir araştırmanın tabii seyri içinde belli bir sektörün sorunlarına odaklanmış olmakla birlikte, çalışma esasen bu temel meseleden hareketle kaleme alınmış ekonomi politik bir dönem okuması mahiyeti de arz etmektedir.
Cumhuriyet tarihi boyunca sarf edilen tüm çabalara, bu uğurda aktarılan mali kaynaklara ve halkın katlandığı büyük fedakârlıklara rağmen Türkiye, katma değeri ve uluslararası rekabet gücü yüksek bir sanayileşme başarısına ulaşamamıştır. Müteaddit defalar başarısızlığa uğrayan bu serüvenin erken Cumhuriyet dönemindeki gelişimini Alpullu ve Uşak şeker fabrikaları özelinde inceleyen bu araştırmada, ülkenin “kalkınamama” meselesi 1920'lerde uygulamaya konulan ilk sınai kalkınma hamlesinin de önemli unsurları arasında yer alan bu mikro örnekler üzerinden eleştirel analize tabi tutulmaktadır.
Yatırım ölçekleri ve dönemin zorlu koşulları altında sağlanan geniş kamu himaye ve imkânları itibarıyla Cumhuriyet'in ilk on yılındaki kalkınma politikaları açısından büyük bir önem arz eden bu şeker fabrikaları, bu yıllarda uygulamaya konulan “devlet himayesi altında özel sermaye esaslı” sınai kalkınma modelinin sorunlu işleyişine dair neredeyse tüm semptomları barındırması dolayısıyla dönem iktisadiyatı açısından yüksek bir temsil kabiliyetine sahiptir. Akademik bir araştırmanın tabii seyri içinde belli bir sektörün sorunlarına odaklanmış olmakla birlikte, çalışma esasen bu temel meseleden hareketle kaleme alınmış ekonomi politik bir dönem okuması mahiyeti de arz etmektedir.