Ermeniler Ergani Tarihinin Saklı Sayfası

Stok Kodu:
9786059073226
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
256
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
30,00
24,00
9786059073226
659861
Ermeniler
Ermeniler Ergani Tarihinin Saklı Sayfası
24.00

Ermeni katliamı eski Ergani Osmaniye'de oldu.

Zülküf/Makam Dağı'nın eteğine kurulu bu tarihi kasaba, 1915'ten sonra Ermenilerin yok edilmesiyle birlikte kendisi de hızlı bir şekilde yok oldu.

Kitap, kanlı süreci anlamaya, tarihin getirdiği acılarla yıllanan yaşlı bir dağın ya-macında kurulu ama şimdi harabeye dönmüş eski kasabanın gölgesinde yitik Zamanın peşinde tarihin saklı sayfalarını aramaya çalışıyor. Müslüm Üzülmez, yazılı kaynaklardan, aile büyüklerinin geçmişte anlattığı anlatımlardan ve Ergani'de konuya vakıf bazı şahıslarla yüz yüze yaptığı görüşmeler esnasında tuttuğu notlardan yararlanmış. Mikro ölçekte toplumsal hafızanın tazelenmesi, yenilenmesi, geri gelmesi ve tarihin saklı sayfalarından çok ufak bir kısmını gün yüzüne çıkartarak dünün hatırlanması hedeflenmiş; yerel ölçekte olsa da, tarihi biraz kirinden arındırarak toplumsal yüzleşmeye küçük bir katkı sunmak istemiş.

Halkların, inançların renkli bahçesi Ergani'de farklı renklerdeki çiçekler kökünden koparıldı, tırpanlanıp yok edildi. Sonrasında da bilinçli olarak Ermenilerin çok zengin olduğu algısı oluşturuldu. Katliam sonrasında geniş zaman dilimi içinde Ermenilerden geriye kalan kültürel izler (kiliseler, manastırlar, mezarlar, tarihi yapılar, taş evler vs.) devletin oluşturduğu algı ve suskunluğu sonucu derıne ve altın arayıcıları tarafından talan edildi.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Osmanlı imparatorluğu'nu "Sünni Müslüman Türk" esasına dayalı bir imparatorluk olarak kurma hayali sebep oldu bunca kötülüğe, bunca vahşete, bunca belanın başımıza gelmiş olmasına. Ara yerden yüzyıl geçti, ama çok fazla bir şey değişti diyemem: Kemalistler, milliyetçiler, islamcılar hala eski tas eski hamam havasında. Oysa toplum olarak ruh sağlığımıza kavuşmamız lazım. Hakikatle, gerçekle yüzleşmemiz lazım. Unutmayalım, gerçek bir yüzleşme "hepimizi özgür kılacaktır"; Nazım Hikmet'in deyişiyle "anlımıza sürülen bu kara lekeden" bizleri kurtaracaktır. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin işlediği ve Cumhuriyet'in sürdürdüğü utancı yaşamak zorunda değiliz!

Ermeni katliamı eski Ergani Osmaniye'de oldu.

Zülküf/Makam Dağı'nın eteğine kurulu bu tarihi kasaba, 1915'ten sonra Ermenilerin yok edilmesiyle birlikte kendisi de hızlı bir şekilde yok oldu.

Kitap, kanlı süreci anlamaya, tarihin getirdiği acılarla yıllanan yaşlı bir dağın ya-macında kurulu ama şimdi harabeye dönmüş eski kasabanın gölgesinde yitik Zamanın peşinde tarihin saklı sayfalarını aramaya çalışıyor. Müslüm Üzülmez, yazılı kaynaklardan, aile büyüklerinin geçmişte anlattığı anlatımlardan ve Ergani'de konuya vakıf bazı şahıslarla yüz yüze yaptığı görüşmeler esnasında tuttuğu notlardan yararlanmış. Mikro ölçekte toplumsal hafızanın tazelenmesi, yenilenmesi, geri gelmesi ve tarihin saklı sayfalarından çok ufak bir kısmını gün yüzüne çıkartarak dünün hatırlanması hedeflenmiş; yerel ölçekte olsa da, tarihi biraz kirinden arındırarak toplumsal yüzleşmeye küçük bir katkı sunmak istemiş.

Halkların, inançların renkli bahçesi Ergani'de farklı renklerdeki çiçekler kökünden koparıldı, tırpanlanıp yok edildi. Sonrasında da bilinçli olarak Ermenilerin çok zengin olduğu algısı oluşturuldu. Katliam sonrasında geniş zaman dilimi içinde Ermenilerden geriye kalan kültürel izler (kiliseler, manastırlar, mezarlar, tarihi yapılar, taş evler vs.) devletin oluşturduğu algı ve suskunluğu sonucu derıne ve altın arayıcıları tarafından talan edildi.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Osmanlı imparatorluğu'nu "Sünni Müslüman Türk" esasına dayalı bir imparatorluk olarak kurma hayali sebep oldu bunca kötülüğe, bunca vahşete, bunca belanın başımıza gelmiş olmasına. Ara yerden yüzyıl geçti, ama çok fazla bir şey değişti diyemem: Kemalistler, milliyetçiler, islamcılar hala eski tas eski hamam havasında. Oysa toplum olarak ruh sağlığımıza kavuşmamız lazım. Hakikatle, gerçekle yüzleşmemiz lazım. Unutmayalım, gerçek bir yüzleşme "hepimizi özgür kılacaktır"; Nazım Hikmet'in deyişiyle "anlımıza sürülen bu kara lekeden" bizleri kurtaracaktır. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin işlediği ve Cumhuriyet'in sürdürdüğü utancı yaşamak zorunda değiliz!

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat