Anadolu'nun önemli bir kehaneti vardır. O da, bu coğrafyayı bir defa elinden çıkartan veya bir şekilde kaybeden bir medeniyet, bir daha onu asla elde edememiştir.
Dünya tarihinde siyasi ve kültürel zenginliği bakımından öne çıkan kıt'a parçaları araında Anadolu, önemli bir yer tutmuştur. Tarihin ilk dönemlerinden itibaren uygarlığın beşiği olan bu coğrafyada çeşitli isimler altında devletler kurulmuş, uygarlıklar gelişmiştir. Hemen her alanda büyük insanlar, hükümdarlar, fatihler yetiştirmiş olan bu coğrafyayı elde etmek, birçok milletin arzusu olmuştur. Sesle kitabımızın konusunu oluşturan Ermeniler de Anadolu'da yerli halk olarak tarihi, siyasi ve kültürel haklar bakımından hak iddia etmişler ve Ermenistan olarak adlandırdıkları yerlerin kendilerine ait olduğunu, oralarda krallıklar kurduklarını ve uzun yıllar boyunca hükümdarlık sürdürdüklerini her fırsatta ispatlamaya çalışmışlardır. Kendilerini Ermeni olarak tanımlayan bu toplum, anadolu tarihi açısından önemli bir sorunu ortaya çıkartmıştır.
Yüzyıllar boyunca Anadolu'da Türklerin egemenliği altında, Türklerle birlikte dostça yaşayan Ermeniler, önce siyasi olarak, daha sonra ise, terör hareketleriyle bağımsız olmaya çalışmışlar ancak bunda başarı sağlayamamışlardır.
Türk-Ermeni ilişkilerini mercek altına alan bu sesle kitabımız, Türk-Ermeni ilişkileri ekseninde "Ermeni Sorunu"nun çıkış sebeplerini tarihi süreç içerisinde bir bütün olarak ve bütün yönleriyle ortaya koymuştur.
Anadolu'nun önemli bir kehaneti vardır. O da, bu coğrafyayı bir defa elinden çıkartan veya bir şekilde kaybeden bir medeniyet, bir daha onu asla elde edememiştir.
Dünya tarihinde siyasi ve kültürel zenginliği bakımından öne çıkan kıt'a parçaları araında Anadolu, önemli bir yer tutmuştur. Tarihin ilk dönemlerinden itibaren uygarlığın beşiği olan bu coğrafyada çeşitli isimler altında devletler kurulmuş, uygarlıklar gelişmiştir. Hemen her alanda büyük insanlar, hükümdarlar, fatihler yetiştirmiş olan bu coğrafyayı elde etmek, birçok milletin arzusu olmuştur. Sesle kitabımızın konusunu oluşturan Ermeniler de Anadolu'da yerli halk olarak tarihi, siyasi ve kültürel haklar bakımından hak iddia etmişler ve Ermenistan olarak adlandırdıkları yerlerin kendilerine ait olduğunu, oralarda krallıklar kurduklarını ve uzun yıllar boyunca hükümdarlık sürdürdüklerini her fırsatta ispatlamaya çalışmışlardır. Kendilerini Ermeni olarak tanımlayan bu toplum, anadolu tarihi açısından önemli bir sorunu ortaya çıkartmıştır.
Yüzyıllar boyunca Anadolu'da Türklerin egemenliği altında, Türklerle birlikte dostça yaşayan Ermeniler, önce siyasi olarak, daha sonra ise, terör hareketleriyle bağımsız olmaya çalışmışlar ancak bunda başarı sağlayamamışlardır.
Türk-Ermeni ilişkilerini mercek altına alan bu sesle kitabımız, Türk-Ermeni ilişkileri ekseninde "Ermeni Sorunu"nun çıkış sebeplerini tarihi süreç içerisinde bir bütün olarak ve bütün yönleriyle ortaya koymuştur.