Ermiş'in oldukça yalın bir hikâyesi var. Allah'ın sevgili kulu Mustafa'yı on iki yıl yaşadığı Orfalis'ten onu doğduğu yere götürecek gemi limana yanaşır. Etrafında toplanan insanlar gitmemesi için ona yalvarırlar. Ermiş, gitmekte karalıdır. Ama aşk, güzellik, dostluk, evlilik gibi hemen her konuda Orfalislilerin sorularını cevaplamadan ayrılmayacaktır.
Ve bir şair öne çıktı,
“Bize Güzellik'ten söz et! dedi,
Güzellik'ten ve Güzel Olan'dan!”
Şunları söyledi, Ermiş:
“Ben derim ki,
güzellik bir ihtiyaç değil,
bir coşkudur, bir erinçtir.
Ne susamış bir ağızdır güzellik,
ne de uzanmış boş bir el.
Fakat daha çok da tutuşmuş bir gönüldür
ve büyülenmiş bir ruh...”
Ermiş'in oldukça yalın bir hikâyesi var. Allah'ın sevgili kulu Mustafa'yı on iki yıl yaşadığı Orfalis'ten onu doğduğu yere götürecek gemi limana yanaşır. Etrafında toplanan insanlar gitmemesi için ona yalvarırlar. Ermiş, gitmekte karalıdır. Ama aşk, güzellik, dostluk, evlilik gibi hemen her konuda Orfalislilerin sorularını cevaplamadan ayrılmayacaktır.
Ve bir şair öne çıktı,
“Bize Güzellik'ten söz et! dedi,
Güzellik'ten ve Güzel Olan'dan!”
Şunları söyledi, Ermiş:
“Ben derim ki,
güzellik bir ihtiyaç değil,
bir coşkudur, bir erinçtir.
Ne susamış bir ağızdır güzellik,
ne de uzanmış boş bir el.
Fakat daha çok da tutuşmuş bir gönüldür
ve büyülenmiş bir ruh...”