Erskine Fleshing kendini dinleyip toparlanmak için on yaşında sürgüne gönderildiği çocukluğunun yuvasına, sevgili annesine döner; ama aradan geçen otuz yıldan sonra ne ev o görkemli evdir ne de annesi taptığı o kızıl saçlı güzel kadın... Kalbini çalan bir kadına ve sırlarını çalan bir erkeğe hitaben anlattıklarına inanacak olursak, Erksine kırk yaşlarında meşhur bir opera şarkıcısıdır. Bu gibi birçok şey anlatır Erskine ama cinsellik konusunda neden bu kadar takıntılı olduğundan, neden annesi dışında geçmişinden hiç kimsenin kalmadığından, babası ve kızkardeşinin başına gelenlerden hiç bahsetmez. Okuduklarımız sevgiye ve şefkate susamış kırgın bir adamın samimi sızlanmalarına benzemektedir ama kitap boyunca bir soru hep havada asılı durur: Yoksa bunlar bir delinin dehşet uyandıran sırlar dünyasının kapısını aralayan itiraflar mıdır?
Kym Lloyd'un ilk romanı olan "Erskine'nin Kutusu"yla girdiğimiz insan ruhunun karanlık dehlizlerinde ürkmeden dolaşabilmek hiç de kolay değil. Çünkü "Dövüş Kulübü" ve "Portnoy'un Feryadı"nı okuyanların bir yere kadar aşina olduğu ancak bir yerden sonra onların da tüylerini diken diken edecek olayların içine çekiliyoruz bu romanda.
Erskine Fleshing kendini dinleyip toparlanmak için on yaşında sürgüne gönderildiği çocukluğunun yuvasına, sevgili annesine döner; ama aradan geçen otuz yıldan sonra ne ev o görkemli evdir ne de annesi taptığı o kızıl saçlı güzel kadın... Kalbini çalan bir kadına ve sırlarını çalan bir erkeğe hitaben anlattıklarına inanacak olursak, Erksine kırk yaşlarında meşhur bir opera şarkıcısıdır. Bu gibi birçok şey anlatır Erskine ama cinsellik konusunda neden bu kadar takıntılı olduğundan, neden annesi dışında geçmişinden hiç kimsenin kalmadığından, babası ve kızkardeşinin başına gelenlerden hiç bahsetmez. Okuduklarımız sevgiye ve şefkate susamış kırgın bir adamın samimi sızlanmalarına benzemektedir ama kitap boyunca bir soru hep havada asılı durur: Yoksa bunlar bir delinin dehşet uyandıran sırlar dünyasının kapısını aralayan itiraflar mıdır?
Kym Lloyd'un ilk romanı olan "Erskine'nin Kutusu"yla girdiğimiz insan ruhunun karanlık dehlizlerinde ürkmeden dolaşabilmek hiç de kolay değil. Çünkü "Dövüş Kulübü" ve "Portnoy'un Feryadı"nı okuyanların bir yere kadar aşina olduğu ancak bir yerden sonra onların da tüylerini diken diken edecek olayların içine çekiliyoruz bu romanda.