Mustafa Özbey, günümüz dünyasında insan ilişkilerinde giderek artan sıradanlaşma, yüzeysellik, güvensizlik, temassızlık sonucu, o güzel "kitap insan"ı okuyamayışımıza meydan okuyarak, bir cesaret koymuş ortaya. Bize sanki "Ben buradayım, Ma Kırmancime, bu benim hikâyem, beni benden okumayanlar kitabımdan okusun" diye sesleniyor.
Aslında "Erzincan'dan Öteye - Bir Kırmanc Alevi'nin Yaşam Yolculuğu" kitabında dile gelenler sadece Mustafa'nın değil, hepimizin farklı yollardan yürürken, değişik kentlerde, ülkelerde yaşarken parçası olduğumuz hikâyeleri gözümüzün önüne seriyor.
Çok kültürlü topraklarda el verip el almıyoruz. Tanışmıyoruz. Dokunamıyoruz. Temas etmiyoruz. Birbirimizi sadece gıyaben tanıyoruz. Önyargılarımızla ve güçlülerin, egemenlerin bizi bölen, kutuplaştıran üçüncü hikâye anlatımlarına teslim olmuş aklımızla, insanı kendisinden okuyamıyoruz.
Mustafa Özbey, günümüz dünyasında insan ilişkilerinde giderek artan sıradanlaşma, yüzeysellik, güvensizlik, temassızlık sonucu, o güzel "kitap insan"ı okuyamayışımıza meydan okuyarak, bir cesaret koymuş ortaya. Bize sanki "Ben buradayım, Ma Kırmancime, bu benim hikâyem, beni benden okumayanlar kitabımdan okusun" diye sesleniyor.
Aslında "Erzincan'dan Öteye - Bir Kırmanc Alevi'nin Yaşam Yolculuğu" kitabında dile gelenler sadece Mustafa'nın değil, hepimizin farklı yollardan yürürken, değişik kentlerde, ülkelerde yaşarken parçası olduğumuz hikâyeleri gözümüzün önüne seriyor.
Çok kültürlü topraklarda el verip el almıyoruz. Tanışmıyoruz. Dokunamıyoruz. Temas etmiyoruz. Birbirimizi sadece gıyaben tanıyoruz. Önyargılarımızla ve güçlülerin, egemenlerin bizi bölen, kutuplaştıran üçüncü hikâye anlatımlarına teslim olmuş aklımızla, insanı kendisinden okuyamıyoruz.