İkinci Dünya Savaşı sonrası en önemli yazarlarından olarak gösterilen Paul Bowles, Fas'a yerleştikten sonra yazdığı ilk roman olan Esirgeyen Gökyüzü'nde, öyküsüne fon olarak seçtiği Doğu'yu ve Büyük Çöl'ü bir karşıtlığın simgesi olarak ele alır ve modern Batılı insanın uğradığı ruhsal çölleşmeyi bu karşıtlığın şiddeti bağlamında anlatır.
Modern dünyadan kendilerini tecrit eden Port ile Kit, bir sığınak olarak Doğu'yu tercih ederler ve yanalrına dostlarına Tunner'ı da alarak Fas'tan Afrika'nın içlerine doğru sonu belirsiz bir yolculuğa çıkarlar. Ancak bu yolculuk onlar için bir kurtuluş olmaktan çok bir yitiş ve yitirilişi yolculuk onlar için bir kurtuluş olmaktan çok bir yitiş ve yitirilişi beraberinde getirir..
Esirgeyen Gökyüzü boşluğa düşenlerin, tutunamayanların romanıdır...
İkinci Dünya Savaşı sonrası en önemli yazarlarından olarak gösterilen Paul Bowles, Fas'a yerleştikten sonra yazdığı ilk roman olan Esirgeyen Gökyüzü'nde, öyküsüne fon olarak seçtiği Doğu'yu ve Büyük Çöl'ü bir karşıtlığın simgesi olarak ele alır ve modern Batılı insanın uğradığı ruhsal çölleşmeyi bu karşıtlığın şiddeti bağlamında anlatır.
Modern dünyadan kendilerini tecrit eden Port ile Kit, bir sığınak olarak Doğu'yu tercih ederler ve yanalrına dostlarına Tunner'ı da alarak Fas'tan Afrika'nın içlerine doğru sonu belirsiz bir yolculuğa çıkarlar. Ancak bu yolculuk onlar için bir kurtuluş olmaktan çok bir yitiş ve yitirilişi yolculuk onlar için bir kurtuluş olmaktan çok bir yitiş ve yitirilişi beraberinde getirir..
Esirgeyen Gökyüzü boşluğa düşenlerin, tutunamayanların romanıdır...