'Eski Dostlar', başta sevgili dostum Emre Kongar olmak üzere, önerilerine çok değer verdiğim yakınlarımın beni özendirmesi sonunda ortaya çıktı.
Bu kitabı bir günce olarak yazmadım. Eski Dostlar'da yalnız kendi yakın dostlarımı anlatmıyorum, tanıdığım, sevdiğim, saydığım kişilerin portrelerini de kitaba aldım. Bir zamanlar yaptığım röportajlardan ve TV programlarına çıkarttığım kişilerle yaptığım konuşmalardan seçmeler de Eski Dostlar'da yer aldı.
Kitaba Sabahattin Ali olayıyla başladım. Çünkü Eski Dostlar'ı yazmamın nedenlerinden biri, bu olaya biraz ışık tutmaktı. Sabahattin Ali'nin öldürülmesi yakın tarihimizin 'faili meçhul' cinayetlerinin en önemlilerinden biriydi. Bir süre sonra yakalanan ve göstermelik olarak hapse atılan katil, Mehmet Ali Ağca gibi, Muammer Aksoy'un, Bahriye Üçok'un, Uğur Mumcu'nun ve Ahmet Taner Kışlalı'nın katilleri gibi sadece bir tetikçiydi. Ama bu çirkin olayı kim düzenlemişti? Vur emrini kim vermişti? Bu konunun üzerine hiç gidilmedi. Çünkü öldürülen yazar solcuydu, konunun üzerine gitmekten herkes çekiniyordu. O zaman da 'derin devlet' anlayışı vardı. Hala öyle olmuyor mu? Bazı araştırmalar bir yerde tıkanıyor. Ben, olayın o zamanlardaki tanıklarından dinlediklerimle bu korkunç cinayete yeni bir perspektif getirmeye çalıştım.
'Eski Dostlar', başta sevgili dostum Emre Kongar olmak üzere, önerilerine çok değer verdiğim yakınlarımın beni özendirmesi sonunda ortaya çıktı.
Bu kitabı bir günce olarak yazmadım. Eski Dostlar'da yalnız kendi yakın dostlarımı anlatmıyorum, tanıdığım, sevdiğim, saydığım kişilerin portrelerini de kitaba aldım. Bir zamanlar yaptığım röportajlardan ve TV programlarına çıkarttığım kişilerle yaptığım konuşmalardan seçmeler de Eski Dostlar'da yer aldı.
Kitaba Sabahattin Ali olayıyla başladım. Çünkü Eski Dostlar'ı yazmamın nedenlerinden biri, bu olaya biraz ışık tutmaktı. Sabahattin Ali'nin öldürülmesi yakın tarihimizin 'faili meçhul' cinayetlerinin en önemlilerinden biriydi. Bir süre sonra yakalanan ve göstermelik olarak hapse atılan katil, Mehmet Ali Ağca gibi, Muammer Aksoy'un, Bahriye Üçok'un, Uğur Mumcu'nun ve Ahmet Taner Kışlalı'nın katilleri gibi sadece bir tetikçiydi. Ama bu çirkin olayı kim düzenlemişti? Vur emrini kim vermişti? Bu konunun üzerine hiç gidilmedi. Çünkü öldürülen yazar solcuydu, konunun üzerine gitmekten herkes çekiniyordu. O zaman da 'derin devlet' anlayışı vardı. Hala öyle olmuyor mu? Bazı araştırmalar bir yerde tıkanıyor. Ben, olayın o zamanlardaki tanıklarından dinlediklerimle bu korkunç cinayete yeni bir perspektif getirmeye çalıştım.