Ebru, fikre düştüğü ilk andan, gözle buluştuğu son ana kadar kendine has mistisizmini asla yitirmeyen bir ifade şeklidir.
Ebru sanatı, İslam sanatları arasında da önemli bir yer tutmuştur. Türkler, İslamiyet'e çok yüce bir iman ile bağlanmışlardır. Her konuda olduğu gibi, sanatın da hemen tüm dallarında "İLAHİ" güzellikleri ifade etmeye çalışmışlardır. Mimaride, müzikte, süslemede hep mistik güzelliklerin arayışı içinde olduklarını görmekteyiz. Mükemmellik derecesindeki birçok eserin altına, "Derviş Terbiyesi"nin verdiği alçak gönüllülük ile imza bile atılmamıştır.
Gulamrıza Avani Hikmet vs Sanat adlı eserinde , İslamiyet de sanat anlayışını şu cümlelerle ifade etmiştir; “Hakiki sanatkâr Allah'tır". Çünkü âlemde tecelli etmiştir ve bütün mevcudat bir şekilde O'nun sıfat ve isimlerinin tecellileridir. Allah'ın isimleri âlemdeki bütün mevcudatta zahir olmakla birlikte, zuhurda onların içinde gizlidir. Sanatkâr aslında Allah'ın mazharı olması itibarıyla kendi sanat eserinde zahir olmuştur."
Kur'an ve Hadisleri yazmanın önemine binaen hat sanatı Türk âlimleri ve üstatları arasında sevilir olmuş ve üst seviyelere taşınmıştır. Bu sanatın değerli örnekleri bugün birçok ev, cami ve müzeyi süslemektedir. Ebru sanatı, önemli ve tamamlayıcı bir etkiye sahiptir. Arap alfabesinin birçok yeni formu oluşturulmuş, yeni karakterlerde yazı türleri gelişmiş ve çok farklı istiflerle tamamlanmıştır.
“Arapça yazı, sanki büyük ustaları yetiştirmek için var olmuştur…
Harfler ve lisan bilinmese de göz için bir zevk kaynağıdır.”
Von Albert Haemmerle
Dünya alfabelerinin en estetiği ve en plastiği Arap alfabesidir. Birbirinden güzel o kadar çok karaktere ve şekle bürünür ki, hayran olmamak mümkün değildir.Ancak Ebru, bir resim sanatı olmakla beraber, resim sanatı olmaktan ibaret değildir. Aynı zamanda nükteli bir şiir, yumuşak bir ezgidir de... Ebru, gücü zaman üzerinde oynamaya yeten, dans eden bir figürdür. Tıpkı adını telaffuz ederken olduğu gibi: EBRU! Belki de yeryüzünde hiçbir sanat, adıyla bu kadar bağdaşmamış, bu kadar iç içe geçmemiştir. Suyun yalınlığı, renklerin düğünü, insanın duyguları, tabiatın kusursuzluğu ebru sanatında buluşur.İdrakiniz,huzurunuz daim olsun.
Ebru, fikre düştüğü ilk andan, gözle buluştuğu son ana kadar kendine has mistisizmini asla yitirmeyen bir ifade şeklidir.
Ebru sanatı, İslam sanatları arasında da önemli bir yer tutmuştur. Türkler, İslamiyet'e çok yüce bir iman ile bağlanmışlardır. Her konuda olduğu gibi, sanatın da hemen tüm dallarında "İLAHİ" güzellikleri ifade etmeye çalışmışlardır. Mimaride, müzikte, süslemede hep mistik güzelliklerin arayışı içinde olduklarını görmekteyiz. Mükemmellik derecesindeki birçok eserin altına, "Derviş Terbiyesi"nin verdiği alçak gönüllülük ile imza bile atılmamıştır.
Gulamrıza Avani Hikmet vs Sanat adlı eserinde , İslamiyet de sanat anlayışını şu cümlelerle ifade etmiştir; “Hakiki sanatkâr Allah'tır". Çünkü âlemde tecelli etmiştir ve bütün mevcudat bir şekilde O'nun sıfat ve isimlerinin tecellileridir. Allah'ın isimleri âlemdeki bütün mevcudatta zahir olmakla birlikte, zuhurda onların içinde gizlidir. Sanatkâr aslında Allah'ın mazharı olması itibarıyla kendi sanat eserinde zahir olmuştur."
Kur'an ve Hadisleri yazmanın önemine binaen hat sanatı Türk âlimleri ve üstatları arasında sevilir olmuş ve üst seviyelere taşınmıştır. Bu sanatın değerli örnekleri bugün birçok ev, cami ve müzeyi süslemektedir. Ebru sanatı, önemli ve tamamlayıcı bir etkiye sahiptir. Arap alfabesinin birçok yeni formu oluşturulmuş, yeni karakterlerde yazı türleri gelişmiş ve çok farklı istiflerle tamamlanmıştır.
“Arapça yazı, sanki büyük ustaları yetiştirmek için var olmuştur…
Harfler ve lisan bilinmese de göz için bir zevk kaynağıdır.”
Von Albert Haemmerle
Dünya alfabelerinin en estetiği ve en plastiği Arap alfabesidir. Birbirinden güzel o kadar çok karaktere ve şekle bürünür ki, hayran olmamak mümkün değildir.Ancak Ebru, bir resim sanatı olmakla beraber, resim sanatı olmaktan ibaret değildir. Aynı zamanda nükteli bir şiir, yumuşak bir ezgidir de... Ebru, gücü zaman üzerinde oynamaya yeten, dans eden bir figürdür. Tıpkı adını telaffuz ederken olduğu gibi: EBRU! Belki de yeryüzünde hiçbir sanat, adıyla bu kadar bağdaşmamış, bu kadar iç içe geçmemiştir. Suyun yalınlığı, renklerin düğünü, insanın duyguları, tabiatın kusursuzluğu ebru sanatında buluşur.İdrakiniz,huzurunuz daim olsun.