İznik'de dünyaya gelen, Bursa'da ilim tahsil eden, aynı yerde, mezun olduğu Çelebi Sultan Mehmed Medresesi'nin Müderrislerinden Alaaddin Ali Efendi'ye dânişmend (asistan) olan Eşrefoğlu Abdullahı Rûmî (öl.1469) hazretleri'nin hareketli ve bereketli hayatından nasib alabilmek için başvurduğumuz ana kaynak, Bursalı Mehmet Veliyyüddin Efendi'nin “Menâkıbı Eşrefzâde” adlı eserdir.
Hem Hacı Bayramı Veli, hem de Abdülkâdir Geylâni +Şeyh Hüsameddin Muhammed + Şeyh Hüsâmeddin + Şeyh Şehâbeddin Ahmed + Şeyh Hüseyin Hamevi kanalından feyiz alıp feyiz salan, Kâdiriyye'nin Eşrefiyye kolunun piri olan Eşrefoğlu Rûmî hazretlerinin hayatı deryasından nasib alabilmek için içine daldığımız ikinci ana kaynak hazretin kendi “divân”ıdır. Üçüncü ana kaynak da, pek tabii ki yine hazretin insanları imbikleyen, Nefsleri damıtan anlamına gelen meşhûr “Müzekkin Nüfûs”udur.
Anadolu Türkçesini çok iyi kullanan pîrândan biri olan Eşrefoğlu Rûmî hazretleri, destan ötesi bir hayat içerisinde ölümsüzlüğe imza atmış ender yiğitlerdendir.
Eşrefoğlu Rûmî Divânı, onun, herkes tarafından mutlaka okunması gereken yiğitlik destanının bir dilimidir.
Bu destanın ölümsüz kahramanı Eşrefoğlu Rûmî hazretleri, 1469'larda İznik'de Hakka yürümüştür. Rûhâniyetine selâm, himmeti hâzır olsun, İznik'deki asîtânesinde medfundur. Yâ Selâm!
Ey Allahım beni senden ayırma
Beni senin dîdarından ayırma
Seni sevmek benim dinim îmânım
İlâhî dîni îmandan ayırma
Sararuben solup döndüm hazâna
İlâhî hazânımı daldan ayırma
Şeyhim güldür ben anın yaprağıyam
İlâhî yaprağım gülden ayırma
Ben ol dost bahçesinin bülbülüyem
İlâhî bülbülüm gülden ayırma
Balığın canını suda dediler
İlâhî balığım gölden ayırma
Eşrefoğlu senin kemter kulundur
İlâhi kulu sultandan ayırma
İznik'de dünyaya gelen, Bursa'da ilim tahsil eden, aynı yerde, mezun olduğu Çelebi Sultan Mehmed Medresesi'nin Müderrislerinden Alaaddin Ali Efendi'ye dânişmend (asistan) olan Eşrefoğlu Abdullahı Rûmî (öl.1469) hazretleri'nin hareketli ve bereketli hayatından nasib alabilmek için başvurduğumuz ana kaynak, Bursalı Mehmet Veliyyüddin Efendi'nin “Menâkıbı Eşrefzâde” adlı eserdir.
Hem Hacı Bayramı Veli, hem de Abdülkâdir Geylâni +Şeyh Hüsameddin Muhammed + Şeyh Hüsâmeddin + Şeyh Şehâbeddin Ahmed + Şeyh Hüseyin Hamevi kanalından feyiz alıp feyiz salan, Kâdiriyye'nin Eşrefiyye kolunun piri olan Eşrefoğlu Rûmî hazretlerinin hayatı deryasından nasib alabilmek için içine daldığımız ikinci ana kaynak hazretin kendi “divân”ıdır. Üçüncü ana kaynak da, pek tabii ki yine hazretin insanları imbikleyen, Nefsleri damıtan anlamına gelen meşhûr “Müzekkin Nüfûs”udur.
Anadolu Türkçesini çok iyi kullanan pîrândan biri olan Eşrefoğlu Rûmî hazretleri, destan ötesi bir hayat içerisinde ölümsüzlüğe imza atmış ender yiğitlerdendir.
Eşrefoğlu Rûmî Divânı, onun, herkes tarafından mutlaka okunması gereken yiğitlik destanının bir dilimidir.
Bu destanın ölümsüz kahramanı Eşrefoğlu Rûmî hazretleri, 1469'larda İznik'de Hakka yürümüştür. Rûhâniyetine selâm, himmeti hâzır olsun, İznik'deki asîtânesinde medfundur. Yâ Selâm!
Ey Allahım beni senden ayırma
Beni senin dîdarından ayırma
Seni sevmek benim dinim îmânım
İlâhî dîni îmandan ayırma
Sararuben solup döndüm hazâna
İlâhî hazânımı daldan ayırma
Şeyhim güldür ben anın yaprağıyam
İlâhî yaprağım gülden ayırma
Ben ol dost bahçesinin bülbülüyem
İlâhî bülbülüm gülden ayırma
Balığın canını suda dediler
İlâhî balığım gölden ayırma
Eşrefoğlu senin kemter kulundur
İlâhi kulu sultandan ayırma