Evlerinin Önü, Sevinç Çokum'un Makina ve Derin Yara isimli iki ayrı kitabındaki öykülerden oluşuyor. Öyküler arasında yazarın çocukluk dönemindeki gözlemlerinden esinlendikleriyle birlikte, 70'li ve 80'li yılların bunalımlarına uzanan örnekler yer alıyor. Farklı kesimden insanların zıt dünyalarını resmeden Çokum, Anadolu'dan büyük şehirlere okumaya veya çalışmaya gelmiş yoksul ve orta halli gençlerin siyasi çatışmalar içinde eriyip gidişlerine tanıklık ederken, aynı zamanda yakın tarihimizin yaşanmışlık tablolarını, içten ve inandırıcı bir kalemle yansıtıyor.
“Birden o resim... Vurulmuş biri. Kıvrılmış, uyuyor sanki. Kulakları uğulduyordu. Avuçlarında ter. Resim renkliydi. Kırmızı öteki renkleri silip örtmüştü. Bir çocuk ağlayışı ta uzaklardan gelip yüreğini buldu. Resimdeki kırmızı büyüdü, büyüdü. ‘Nerdesin oğul, gece indi. Gel! Seni mektep önlerinde vurmasınlar oğul!
Seni duraklarda vurmasınlar...”
Evlerinin Önü, Sevinç Çokum'un Makina ve Derin Yara isimli iki ayrı kitabındaki öykülerden oluşuyor. Öyküler arasında yazarın çocukluk dönemindeki gözlemlerinden esinlendikleriyle birlikte, 70'li ve 80'li yılların bunalımlarına uzanan örnekler yer alıyor. Farklı kesimden insanların zıt dünyalarını resmeden Çokum, Anadolu'dan büyük şehirlere okumaya veya çalışmaya gelmiş yoksul ve orta halli gençlerin siyasi çatışmalar içinde eriyip gidişlerine tanıklık ederken, aynı zamanda yakın tarihimizin yaşanmışlık tablolarını, içten ve inandırıcı bir kalemle yansıtıyor.
“Birden o resim... Vurulmuş biri. Kıvrılmış, uyuyor sanki. Kulakları uğulduyordu. Avuçlarında ter. Resim renkliydi. Kırmızı öteki renkleri silip örtmüştü. Bir çocuk ağlayışı ta uzaklardan gelip yüreğini buldu. Resimdeki kırmızı büyüdü, büyüdü. ‘Nerdesin oğul, gece indi. Gel! Seni mektep önlerinde vurmasınlar oğul!
Seni duraklarda vurmasınlar...”