Yazar Richard T. Hammond, bu kitapta Evren'in en büyük, en küçük ve en ilgi çekici nesnelerini söyleşi formatında
konuşturuyor. Mikrofonunu kâh bir kara deliğe, kâh sarmal gökadaya, kâh Güneş'e, kâh demir atomuna, kâh sicime,
kâh antimaddeye ve hatta boşluğa uzatıyor.
Her bir doğal nesne epeyce görmüş geçirmiş; öznesi oldukları, milyarlarca yıl süren ve Evren'in bir ucundan diğer
ucuna yayılan “yüksek enerjili” olaylarla dolu anılarını, tatlı tatlı anlatıyorlar. Astrofiziğin küçüklü büyüklü nesneleri,
kendi ağızlarından birer birer tanıtılırken; her bir doğal nesnenin birbirine ve bütüne sıkı sıkıya bağlandığı geniş
ölçekli bir Evren resmini de çıkarıyorlar.
Yazar, doğal nesneler hakkındaki pekâlâ teknik olabilecek bilgiyi, konuşma dilinin canlılığına, anlaşılırlığına ve
yalınlığına ustaca yediriyor; bilimsel bilgiyi gazetelerin pazar eki söyleşilerinin akıcılığında sunuyor.
Astrofiziğin ve fiziğin konusunu oluşturan bu nesneler, oluşumları, keşfedilişleri, özellikleri, tarihleri ve kendileriyle
ilgili kuramlara dair bilgi verirken insansı psikolojiler takınmış olarak da çıkıyorlar karşımıza. Jüpiter, bir yıldız
olabilecekken ancak bir gezegen olabildiği için, ömrünü bir başarısızlık öyküsü olarak görmeye takılıp kalmıştır;
sarmal gökada küçümsendiğini sanarak alınganlık göstermektedir; nötron nötr olmayı özelliksiz olmakla
özdeşleştirerek, proton ve elektrona öykünmektedir; bozon ondan üstün olduğunu göstermeye çalıştığı fermiyonla
didişmektedir; bir hidrojen bombası üretimine katılmış olan uranyum atomu insanlıktan umudunu kesmiştir…
Yazar Richard T. Hammond, bu kitapta Evren'in en büyük, en küçük ve en ilgi çekici nesnelerini söyleşi formatında
konuşturuyor. Mikrofonunu kâh bir kara deliğe, kâh sarmal gökadaya, kâh Güneş'e, kâh demir atomuna, kâh sicime,
kâh antimaddeye ve hatta boşluğa uzatıyor.
Her bir doğal nesne epeyce görmüş geçirmiş; öznesi oldukları, milyarlarca yıl süren ve Evren'in bir ucundan diğer
ucuna yayılan “yüksek enerjili” olaylarla dolu anılarını, tatlı tatlı anlatıyorlar. Astrofiziğin küçüklü büyüklü nesneleri,
kendi ağızlarından birer birer tanıtılırken; her bir doğal nesnenin birbirine ve bütüne sıkı sıkıya bağlandığı geniş
ölçekli bir Evren resmini de çıkarıyorlar.
Yazar, doğal nesneler hakkındaki pekâlâ teknik olabilecek bilgiyi, konuşma dilinin canlılığına, anlaşılırlığına ve
yalınlığına ustaca yediriyor; bilimsel bilgiyi gazetelerin pazar eki söyleşilerinin akıcılığında sunuyor.
Astrofiziğin ve fiziğin konusunu oluşturan bu nesneler, oluşumları, keşfedilişleri, özellikleri, tarihleri ve kendileriyle
ilgili kuramlara dair bilgi verirken insansı psikolojiler takınmış olarak da çıkıyorlar karşımıza. Jüpiter, bir yıldız
olabilecekken ancak bir gezegen olabildiği için, ömrünü bir başarısızlık öyküsü olarak görmeye takılıp kalmıştır;
sarmal gökada küçümsendiğini sanarak alınganlık göstermektedir; nötron nötr olmayı özelliksiz olmakla
özdeşleştirerek, proton ve elektrona öykünmektedir; bozon ondan üstün olduğunu göstermeye çalıştığı fermiyonla
didişmektedir; bir hidrojen bombası üretimine katılmış olan uranyum atomu insanlıktan umudunu kesmiştir…