Farabinin İki Eseri (Siyaset Felsefesine Dair Görüşler ve Mutluluk Yoluna Yöneltme)

Stok Kodu:
9789755481883
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
181
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2014-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Farabinin İki Eseri (Fusuü'l-Medeni, Tenbih Ala Sebili's-Sa'ade)
%20 indirimli
38,00
30,40
9789755481883
477287
Farabinin İki Eseri (Siyaset Felsefesine Dair Görüşler ve Mutluluk Yoluna Yöneltme)
Farabinin İki Eseri (Siyaset Felsefesine Dair Görüşler ve Mutluluk Yoluna Yöneltme)
30.40

Bedeni tedavi eden kişi doktor, nefsi(rûhu) tedavi eden kişi ise, sultan(melîk)dır. Doktorun bedeni tedavi etmedeki amacı, onun durumunu, nefsin, sadece iyi veya kötü bir işi, herhangi bir şekilde, yapmasını sağlayan durum haline getirmek değildir; bilakis doktor, bedenin durumunu, bir bütün olarak beden ve bedeni meydana getiren organlar tarafından gerçekleştirilen “nefsin iyi veya kötü fiilleri”nin, en mükemmel şekilde gerçekleşmesini sağlayan durum haline getirmeyi amaçlar. Mesela, bu bağlamda, elleri tedavi eden doktor, bunu, ancak, onlarla insanın yakalama gücünün mükemmel hâle gelebilmesi için yapar; bu gücü ise, insan, tercihi doğrultusunda, ister iyi ister kötü işlerde kullanır. Gözü tedavi edenin yegâne amacı da, o, ister gerekli ve güzel, isterse gereksiz ve çirkin yerde kullanılsın, onunla, görmenin mükemmel hâle gelebilmesini sağlamaktır.

Ancak, bilinmelidir ki, nefsin sağlığını ve hastalığını bu şekilde tetkik edip üzerinde düşünmek ve takdîr etmek, bir doktor sıfatıyla, doktorun işi olmayıp, bilakis “devlet adamı”nın ve “sultan”ın işidir. Çünkü devlet adamı, siyâsî sanatıyla, sultan, sultanlık sanatıyla, sanatının nerede ve kimin üzerinde kullanılıp kimin üzerinde kullanılmaması gerektiğini ve beden için hangi tür sağlığın elde edilip hangisinin elde edilmemesi gerektiğini takdir eder ve belirler. Bu bakımdan, şehirdeki diğer sanatlar arasında sultanlık sanatının ve siyaset sanatının durumu, mimarlar arasında baş mimarın durumu gibidir. Çünkü mimarların sanatlarının, baş mimarın sanatının amacını tamamlamak için kullanıldığı gibi, şehirdeki diğer sanatlar da, sadece siyaset sanatının ve sultanlık sanatının amacının tam olarak elde edilmesi için yapılır ve kullanılır.

Ancak, bu amacın gerçekleştirilebilmesi için; tıpkı bedeni tedavi eden doktorun, bedenin organlarını, onların bir bütün olarak bedenle ilişkisini, hastalıkların teşhis ve tedavi yöntemlerini vs. bilmesi gerektiği gibi; nefsi tedavi eden devlet adamı ve sultanın da bir bütün olarak nefsi, nefsin kısımlarını, onların her birinde meydana gelen noksanlık ve aşağılıkları, insanın iyi işler yapmasını sağlayan durumları, aşağılıkların halktan nasıl uzaklaştırılıp iyiliklerin halkın nefsinde, yok olmayacak şekilde, nasıl yerleşik hale getirilip korunmasını sağlayacak muamele ve yönetim metodunu bilmesi gerekir. Bunun yanında, sadece sanatında ihtiyacı kadar doktorun beden, marangozun tahta, demircinin demir hakkında genel bir bilgiye sahip olması gerektiği gibi, devlet adamı ve sultanın da genel olarak “nefs” hakkında bilgi sahibi olması gerekir.



Bedeni tedavi eden kişi doktor, nefsi(rûhu) tedavi eden kişi ise, sultan(melîk)dır. Doktorun bedeni tedavi etmedeki amacı, onun durumunu, nefsin, sadece iyi veya kötü bir işi, herhangi bir şekilde, yapmasını sağlayan durum haline getirmek değildir; bilakis doktor, bedenin durumunu, bir bütün olarak beden ve bedeni meydana getiren organlar tarafından gerçekleştirilen “nefsin iyi veya kötü fiilleri”nin, en mükemmel şekilde gerçekleşmesini sağlayan durum haline getirmeyi amaçlar. Mesela, bu bağlamda, elleri tedavi eden doktor, bunu, ancak, onlarla insanın yakalama gücünün mükemmel hâle gelebilmesi için yapar; bu gücü ise, insan, tercihi doğrultusunda, ister iyi ister kötü işlerde kullanır. Gözü tedavi edenin yegâne amacı da, o, ister gerekli ve güzel, isterse gereksiz ve çirkin yerde kullanılsın, onunla, görmenin mükemmel hâle gelebilmesini sağlamaktır.

Ancak, bilinmelidir ki, nefsin sağlığını ve hastalığını bu şekilde tetkik edip üzerinde düşünmek ve takdîr etmek, bir doktor sıfatıyla, doktorun işi olmayıp, bilakis “devlet adamı”nın ve “sultan”ın işidir. Çünkü devlet adamı, siyâsî sanatıyla, sultan, sultanlık sanatıyla, sanatının nerede ve kimin üzerinde kullanılıp kimin üzerinde kullanılmaması gerektiğini ve beden için hangi tür sağlığın elde edilip hangisinin elde edilmemesi gerektiğini takdir eder ve belirler. Bu bakımdan, şehirdeki diğer sanatlar arasında sultanlık sanatının ve siyaset sanatının durumu, mimarlar arasında baş mimarın durumu gibidir. Çünkü mimarların sanatlarının, baş mimarın sanatının amacını tamamlamak için kullanıldığı gibi, şehirdeki diğer sanatlar da, sadece siyaset sanatının ve sultanlık sanatının amacının tam olarak elde edilmesi için yapılır ve kullanılır.

Ancak, bu amacın gerçekleştirilebilmesi için; tıpkı bedeni tedavi eden doktorun, bedenin organlarını, onların bir bütün olarak bedenle ilişkisini, hastalıkların teşhis ve tedavi yöntemlerini vs. bilmesi gerektiği gibi; nefsi tedavi eden devlet adamı ve sultanın da bir bütün olarak nefsi, nefsin kısımlarını, onların her birinde meydana gelen noksanlık ve aşağılıkları, insanın iyi işler yapmasını sağlayan durumları, aşağılıkların halktan nasıl uzaklaştırılıp iyiliklerin halkın nefsinde, yok olmayacak şekilde, nasıl yerleşik hale getirilip korunmasını sağlayacak muamele ve yönetim metodunu bilmesi gerekir. Bunun yanında, sadece sanatında ihtiyacı kadar doktorun beden, marangozun tahta, demircinin demir hakkında genel bir bilgiye sahip olması gerektiği gibi, devlet adamı ve sultanın da genel olarak “nefs” hakkında bilgi sahibi olması gerekir.



Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat