Faust'un konusu, 16. yüzyılda Almanya'da yaşamış, büyüye ve simyaya düşkün, şarlatanlıklardan geri kalmayan Doktor Faustus'a ve onun Alman efsanelerindeki izdüşümlerine kadar geri gider. Goethe, “aydınlanma” hareketinin ve bu hareketin Alman burjuva-aristokrat aydını üzerindeki etkisinin bütün yansımalarını değerlendirir. Almanya'da, Fransa'dakine benzer hızlı dönüşümler yaşanamamış, reform umutlarını aristokrasiye bağlayan aydınlar, “dünyadan” kopup uzaklaşarak içlerine ya da Goethe/Faust gibi saraylara kapanmışlardır. Faust, bir aydın, evrenin nihai nedenlerini öğrenmek isteyen bir bilgi âşığı ve dâhi olarak, hem bu sosyal yenilginin, hem de aydınlanma insanının “aklın sınırlarına” boyun eğişinin klasik tragedyasıdır.
Faust'un konusu, 16. yüzyılda Almanya'da yaşamış, büyüye ve simyaya düşkün, şarlatanlıklardan geri kalmayan Doktor Faustus'a ve onun Alman efsanelerindeki izdüşümlerine kadar geri gider. Goethe, “aydınlanma” hareketinin ve bu hareketin Alman burjuva-aristokrat aydını üzerindeki etkisinin bütün yansımalarını değerlendirir. Almanya'da, Fransa'dakine benzer hızlı dönüşümler yaşanamamış, reform umutlarını aristokrasiye bağlayan aydınlar, “dünyadan” kopup uzaklaşarak içlerine ya da Goethe/Faust gibi saraylara kapanmışlardır. Faust, bir aydın, evrenin nihai nedenlerini öğrenmek isteyen bir bilgi âşığı ve dâhi olarak, hem bu sosyal yenilginin, hem de aydınlanma insanının “aklın sınırlarına” boyun eğişinin klasik tragedyasıdır.