Müdür: Bana, üzüntülü ve sıkıntılı anlarımda pek çok kez yardım etmiş olan siz ikiniz, söyleyin bakalım, Alman ülkesinde giriştiğimiz bu işten ne bekliyorsunuz? Halkın sevgisini kazanmayı çok isterdim. Çünkü halk, yaşar ve yaşatır. İşte görüyorsunuz; direkler dikilmiş, tahtalar çakılmış ve herkes bir ziyafet beklentisi içinde. Rahatça kuruldukları koltuklarında, ilginç ve şaşırtıcı şeyler seyretmek istiyorlar. Halkın ruhunu okşayacak şeyleri bilmeme rağmen, hayatımda hiç bu kadar zor bir durumda kalmamıştım. Aslında halk çok iyi eserlere alışık değildir; ama pek çok şey okumuştur. Nasıl yapalım da oyunumuz halk için yeni, canlı ve hoşa giden nitelikte olsun?
Müdür: Bana, üzüntülü ve sıkıntılı anlarımda pek çok kez yardım etmiş olan siz ikiniz, söyleyin bakalım, Alman ülkesinde giriştiğimiz bu işten ne bekliyorsunuz? Halkın sevgisini kazanmayı çok isterdim. Çünkü halk, yaşar ve yaşatır. İşte görüyorsunuz; direkler dikilmiş, tahtalar çakılmış ve herkes bir ziyafet beklentisi içinde. Rahatça kuruldukları koltuklarında, ilginç ve şaşırtıcı şeyler seyretmek istiyorlar. Halkın ruhunu okşayacak şeyleri bilmeme rağmen, hayatımda hiç bu kadar zor bir durumda kalmamıştım. Aslında halk çok iyi eserlere alışık değildir; ama pek çok şey okumuştur. Nasıl yapalım da oyunumuz halk için yeni, canlı ve hoşa giden nitelikte olsun?