Edebiyat tarihlerinde “Fecr-i Âtî” başlığı altında yüzeysel bir biçimde değerlendirilen “Fecr-i Âtî Encümeni Edebiyatı”, Cafer Şen'in bu çalışmasıyla hem yeniden adlandırılıyor hem de şiir, hikâye, roman, eleştiri alanlarındaki verimiyle derinlemesine ve ayrıntılı bir biçimde inceleniyor.
Fecr-i Âtî Encümeni, edebiyat dünyasına bir bildiri ile giren ilk topluluktur. Encümen'in bu tutumu, Türk edebiyatında o güne kadar görülmemiş yeni ve önemli bir çıkışı bildirir. “Sanat şahsî ve muhteremdir.” ilkesiyle belirginleşen bu tutumda bir okul, topluluk olma, kendilerini çok açık bir biçimde ifade etme çabaları görülür. Fecr-i- Âtî Encümeni hem sözü edilen bildiri ile hem de düzenli ve periyodik olarak toplanmasıyla, kendi döneminde Batı'da hâlâ yaşamakta olan parnasistlere ve sembolistlere benzer. Encümen de yaşadığı dönemde bu iki okulu yakından takip eder. Fecr-i Âtî Encümeni bu tutumuyla Batı kaynaklı bir oluşum görünümündedir.
Cafer Şen, 1909-1912 yılları arasında etkin olan “Fecr-i Âtî Encümeni Edebiyatı”nı, dönemin süreli yayınlarını ve Encümen'e bağlı şair ve yazarların metinlerinin ilk baskılarını merkeze alarak inceliyor. “Edebiyat tarihi eserlerin tarihidir” ilkesinden hareketle Encümen hakkında verilmiş basmakalıp yargılara kuşkuyla yaklaşıyor. Fecr-i Âtî Encümeni'nin metinlerindeki gerek yapıya gerekse içeriğe ait asgarî müşterekleri ve yenilikleri ortaya koyuyor. Böylece Fecr-i Âtî'nin bir Encümen, bir okul, bir topluluk olup olmadığı kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Kitapta, söz konusu topluluk ve topluluk içinde yer alanların eserleri değerlendirilirken, bir dönemin ruhu da belirginleşiyor. Bu yüzden Fecr-i Âtî Encümeni Edebiyatı, bir deneyimin birikimini günümüzün kültür ve edebiyat dünyasına taşıyan kaynak bir kitap.
Edebiyat tarihlerinde “Fecr-i Âtî” başlığı altında yüzeysel bir biçimde değerlendirilen “Fecr-i Âtî Encümeni Edebiyatı”, Cafer Şen'in bu çalışmasıyla hem yeniden adlandırılıyor hem de şiir, hikâye, roman, eleştiri alanlarındaki verimiyle derinlemesine ve ayrıntılı bir biçimde inceleniyor.
Fecr-i Âtî Encümeni, edebiyat dünyasına bir bildiri ile giren ilk topluluktur. Encümen'in bu tutumu, Türk edebiyatında o güne kadar görülmemiş yeni ve önemli bir çıkışı bildirir. “Sanat şahsî ve muhteremdir.” ilkesiyle belirginleşen bu tutumda bir okul, topluluk olma, kendilerini çok açık bir biçimde ifade etme çabaları görülür. Fecr-i- Âtî Encümeni hem sözü edilen bildiri ile hem de düzenli ve periyodik olarak toplanmasıyla, kendi döneminde Batı'da hâlâ yaşamakta olan parnasistlere ve sembolistlere benzer. Encümen de yaşadığı dönemde bu iki okulu yakından takip eder. Fecr-i Âtî Encümeni bu tutumuyla Batı kaynaklı bir oluşum görünümündedir.
Cafer Şen, 1909-1912 yılları arasında etkin olan “Fecr-i Âtî Encümeni Edebiyatı”nı, dönemin süreli yayınlarını ve Encümen'e bağlı şair ve yazarların metinlerinin ilk baskılarını merkeze alarak inceliyor. “Edebiyat tarihi eserlerin tarihidir” ilkesinden hareketle Encümen hakkında verilmiş basmakalıp yargılara kuşkuyla yaklaşıyor. Fecr-i Âtî Encümeni'nin metinlerindeki gerek yapıya gerekse içeriğe ait asgarî müşterekleri ve yenilikleri ortaya koyuyor. Böylece Fecr-i Âtî'nin bir Encümen, bir okul, bir topluluk olup olmadığı kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Kitapta, söz konusu topluluk ve topluluk içinde yer alanların eserleri değerlendirilirken, bir dönemin ruhu da belirginleşiyor. Bu yüzden Fecr-i Âtî Encümeni Edebiyatı, bir deneyimin birikimini günümüzün kültür ve edebiyat dünyasına taşıyan kaynak bir kitap.