“Eğitim, bilgilenme yoluyla insanın düşüncelerinde, duygularında nihai davranışlarında yaşanan nitelikli değişim ve gelişim süreçlerini ifade eder. Ancak eğitimi bir kavram olarak ele aldığımız anda onun, bağlamından ve doğallığından kopmuş olduğunu görürüz. Söz okula geldiğinde ya da bir başka ifade ile eğitimi okulun sınırları içine aldığımız anda ise eğitimi tutsak etmiş oluruz ki bu, artık özgür eğitimden de söz edemeyeceğimiz anlamına gelir”
Türk eğitim sisteminin sorunlarına realist bir yaklaşımla eğilerek temel sorunları ele alan yazar; eğitim sisteminin, makinist bir sistem olmaması gerektiğini, bilişsel ve duyuşsal gereksinimlere bağlı kalarak ahlâkı barındıran bir eğitim sisteminin olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun için de insanın temelinde bulunan umran, fıtrat ve ihsan modellerini öne sürmektedir. Yani yazar, toplumla iç içe olan bireyin, eğitim sisteminde robotlaştırılmamasını, ahlâki kurallara dayalı bir eğitimin benimsenilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
“Eğitim, bilgilenme yoluyla insanın düşüncelerinde, duygularında nihai davranışlarında yaşanan nitelikli değişim ve gelişim süreçlerini ifade eder. Ancak eğitimi bir kavram olarak ele aldığımız anda onun, bağlamından ve doğallığından kopmuş olduğunu görürüz. Söz okula geldiğinde ya da bir başka ifade ile eğitimi okulun sınırları içine aldığımız anda ise eğitimi tutsak etmiş oluruz ki bu, artık özgür eğitimden de söz edemeyeceğimiz anlamına gelir”
Türk eğitim sisteminin sorunlarına realist bir yaklaşımla eğilerek temel sorunları ele alan yazar; eğitim sisteminin, makinist bir sistem olmaması gerektiğini, bilişsel ve duyuşsal gereksinimlere bağlı kalarak ahlâkı barındıran bir eğitim sisteminin olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun için de insanın temelinde bulunan umran, fıtrat ve ihsan modellerini öne sürmektedir. Yani yazar, toplumla iç içe olan bireyin, eğitim sisteminde robotlaştırılmamasını, ahlâki kurallara dayalı bir eğitimin benimsenilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.