Bütün müslümanların aşina olduğu icmâ terimi, işin erbabı tarafından bile klasik dönemde kazandığı teknik anlam yüklenerek anlaşılır. Oysa her kavram tarih içinde semantik bir serüven geçirir. Kavram analizlerinde bu olgunun dikkatten uzak tutulması anakronizme düşme tehlikesini doğurur.
Bu eser, icmânın hicri ilk iki asırda nasıl algılandığını ve bu çerçevede yapılan tartışmaları konu edinmektedir. İcmâ düşüncesinin ortaya çıkışı fıkıh ilminin oluşum sürecinden bağımsız olamayacağı için bu çalışma aynı zamanda bu disiplinin oluşum sürecini de ana hatlarıyla içerecektir.
Bütün müslümanların aşina olduğu icmâ terimi, işin erbabı tarafından bile klasik dönemde kazandığı teknik anlam yüklenerek anlaşılır. Oysa her kavram tarih içinde semantik bir serüven geçirir. Kavram analizlerinde bu olgunun dikkatten uzak tutulması anakronizme düşme tehlikesini doğurur.
Bu eser, icmânın hicri ilk iki asırda nasıl algılandığını ve bu çerçevede yapılan tartışmaları konu edinmektedir. İcmâ düşüncesinin ortaya çıkışı fıkıh ilminin oluşum sürecinden bağımsız olamayacağı için bu çalışma aynı zamanda bu disiplinin oluşum sürecini de ana hatlarıyla içerecektir.