Neden sinemayı hiç ciddi bir şekilde düşünmeyiz? Çoğu insan bunu yapmaz. Filmler yaşamlarımızda görünüşte ciddiye almaya gereksinim duymadığımız şeyler arasındadır. Eğlenmek, korkmak, iğrenmek, anlamak, zaman geçirmek ve sonrasında tartışacak bir şeylere sahip olmak için filmlere gideriz. Ancak çoğunlukla filmleri duygusal ve entelektüel yaşamlarımızın ciddi bir parçası olarak düşünmeyi, hatta onları diyelim spor ya da politikayı tartışırken sahip olduğumuz ciddiyetle ele almayı istemeyiz. Bir sinema okulundaki film incelemeleri dersinin dışında, insanların olay örgüsü ve karakterlerin ötesine geçen bir film tartışmasına daldıklarını nadiren duyarız. Filme dikkat edilmesi zorunluluğunun nedeni, çoğumuzun ondan ve yakın akrabası televizyondan kendi öykülerimizi -kendi anlatılarımızı ve mitlerimizi- çıkarıyor olmamızdır. Başka bir deyişle, 19. yüzyılın sonundan itibaren insanlar filme eğlence, kaçış ve eğitim -yaşadıkları ya da yaşamaları gerektiğini düşündükleri hayat tarzının bir onaylanması- olarak bakmışlardır. Ancak film "yalnızca" eğlence olsa bile, onun nasıl işlediğini anlamak önemli olurdu. Neden film bizi eğlendirir? Neden eğlendirilmeye gereksinim duyarız? Sinema dünya politikasının ve ulusal politikanın bir parçasıdır. Bazı hükümetler kendi ulusal kültürlerini dünyaya ifade etmenin bir aracı olarak yönetmenlere destek olurlar. Diğer hükümetler özellikle de telif hakkı ve korsanlık söz konusu olduğunda sinemayla ilgili uluslararası olaylara neden olmuşlardır.
Neden sinemayı hiç ciddi bir şekilde düşünmeyiz? Çoğu insan bunu yapmaz. Filmler yaşamlarımızda görünüşte ciddiye almaya gereksinim duymadığımız şeyler arasındadır. Eğlenmek, korkmak, iğrenmek, anlamak, zaman geçirmek ve sonrasında tartışacak bir şeylere sahip olmak için filmlere gideriz. Ancak çoğunlukla filmleri duygusal ve entelektüel yaşamlarımızın ciddi bir parçası olarak düşünmeyi, hatta onları diyelim spor ya da politikayı tartışırken sahip olduğumuz ciddiyetle ele almayı istemeyiz. Bir sinema okulundaki film incelemeleri dersinin dışında, insanların olay örgüsü ve karakterlerin ötesine geçen bir film tartışmasına daldıklarını nadiren duyarız. Filme dikkat edilmesi zorunluluğunun nedeni, çoğumuzun ondan ve yakın akrabası televizyondan kendi öykülerimizi -kendi anlatılarımızı ve mitlerimizi- çıkarıyor olmamızdır. Başka bir deyişle, 19. yüzyılın sonundan itibaren insanlar filme eğlence, kaçış ve eğitim -yaşadıkları ya da yaşamaları gerektiğini düşündükleri hayat tarzının bir onaylanması- olarak bakmışlardır. Ancak film "yalnızca" eğlence olsa bile, onun nasıl işlediğini anlamak önemli olurdu. Neden film bizi eğlendirir? Neden eğlendirilmeye gereksinim duyarız? Sinema dünya politikasının ve ulusal politikanın bir parçasıdır. Bazı hükümetler kendi ulusal kültürlerini dünyaya ifade etmenin bir aracı olarak yönetmenlere destek olurlar. Diğer hükümetler özellikle de telif hakkı ve korsanlık söz konusu olduğunda sinemayla ilgili uluslararası olaylara neden olmuşlardır.