“Sadece bir firketesi kalsın ardında…
Yalnız ve bir başına, komodinin üzerinde unutulmuş bir firkete…
Günlerce dursun orada, bir kez bile dokunmadığım, yerini değiştirmediğim, gözlerimi dikip saatlerce izlemediğim ama orada o komodinin üzerinde durduğunu bildiğim, yalnız başına bir firkete…
Arada bir ortaya çıkıp bazen günlerce kaybolan, sevdiğim kadın gibi…
Orada olduğunu bildiğim ama dokunmak için sabrettiğim kadın, tıpkı o firkete gibi…”
“Sadece bir firketesi kalsın ardında…
Yalnız ve bir başına, komodinin üzerinde unutulmuş bir firkete…
Günlerce dursun orada, bir kez bile dokunmadığım, yerini değiştirmediğim, gözlerimi dikip saatlerce izlemediğim ama orada o komodinin üzerinde durduğunu bildiğim, yalnız başına bir firkete…
Arada bir ortaya çıkıp bazen günlerce kaybolan, sevdiğim kadın gibi…
Orada olduğunu bildiğim ama dokunmak için sabrettiğim kadın, tıpkı o firkete gibi…”