Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor

Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya Bilinmeyen Yazılar

Stok Kodu:
9789944611633
Boyut:
15.00x25.00
Sayfa Sayısı:
272
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%15 indirimli
40,00
34,00
9789944611633
642764
Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya
Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya Bilinmeyen Yazılar
34.00

İbrahim Kaypakkaya, 1871'de Paris Komünü ile başlayıp, 1976'da Kızıl Çin'in kapitalist restorasyonu ile kapanan komünizmin yüz küsur yıl süren birinci evresine aittir. O, bu coğrafyada kendisinden evvel komünizm adına, paslı, küf tutmuş ne varsa; geçmişin tortularından arınmış bir ekolün kurucusu olarak tarihe geçti...

Kaypakkaya'nın, Türkiye'de köyden kente göçün en yoğun olduğu 70'li yıllarda yaptığı dikkatli araştırmalar ve tespitlerle vardığı sonuçlar üzerinden oluşturduğu Marksizm çözümlemeleri niteliğindeki yazıları, onun teori ile pratiği birleştirerek nasıl bir mücadele verdiğini gösteriyor.

İşkence altında rejime boyun eğmemesinden ötürü, yıllardır nesilden nesile geniş devrimci kitleler tarafından “ser verip sır vermeyen yiğit” olarak anılan İbrahim Kaypakkaya'nın en önemli yanı, onun mütevazılığı, köylü gibi giyinmiş olması ve/veya “karizma”sı değildi...

Peki neydi? Emrah Cilasun, Kaypakkaya'nın bilinmeyen yazılarını yıllar sonra derlerken bu sorunun cevabını arıyor.

İbrahim Kaypakkaya, 1871'de Paris Komünü ile başlayıp, 1976'da Kızıl Çin'in kapitalist restorasyonu ile kapanan komünizmin yüz küsur yıl süren birinci evresine aittir. O, bu coğrafyada kendisinden evvel komünizm adına, paslı, küf tutmuş ne varsa; geçmişin tortularından arınmış bir ekolün kurucusu olarak tarihe geçti...

Kaypakkaya'nın, Türkiye'de köyden kente göçün en yoğun olduğu 70'li yıllarda yaptığı dikkatli araştırmalar ve tespitlerle vardığı sonuçlar üzerinden oluşturduğu Marksizm çözümlemeleri niteliğindeki yazıları, onun teori ile pratiği birleştirerek nasıl bir mücadele verdiğini gösteriyor.

İşkence altında rejime boyun eğmemesinden ötürü, yıllardır nesilden nesile geniş devrimci kitleler tarafından “ser verip sır vermeyen yiğit” olarak anılan İbrahim Kaypakkaya'nın en önemli yanı, onun mütevazılığı, köylü gibi giyinmiş olması ve/veya “karizma”sı değildi...

Peki neydi? Emrah Cilasun, Kaypakkaya'nın bilinmeyen yazılarını yıllar sonra derlerken bu sorunun cevabını arıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat