Kuru çam yapraklarını çizdiğim sayfayı, defterden yırttım, elime aldım. Birden bir rüzgâr esmeye başladı. Sayfanın bir uçunda ben, diğer ucunda kelebek havalanmaya başladık. Çam ağaçları aşağıdan gördüğüm gibi değildi. Yassı tepeleri bir ova gibi uçsuz bucaksız uzanıyordu. Rüzgâr bizi bıraktı ve esip gitti. Bakıyorum, bakıyorum her yer yemyeşil. İğne yapraklar ayağıma batacak sandım. Batmadı. Koştum yeşil yaprakların üzerinde. Kelebek bir yerde durmuş beni izliyordu. Gidiyorum, gidiyorum, sonu gelmiyor yaprakların. Eğilip bakmak istedim aşağıya; ama yaprakları aralayamadım. Sanki yer, yer yarılmış yerin altına girmişti. Kalktım etrafa baktım. Mavi gökyüzünü sevinçle izledim. Derken çok uzaklarda bir şey gördüm. Ellerimi kollarımı havaya kaldırdım, bağırdım: Deniiiiiiiz
Kuru çam yapraklarını çizdiğim sayfayı, defterden yırttım, elime aldım. Birden bir rüzgâr esmeye başladı. Sayfanın bir uçunda ben, diğer ucunda kelebek havalanmaya başladık. Çam ağaçları aşağıdan gördüğüm gibi değildi. Yassı tepeleri bir ova gibi uçsuz bucaksız uzanıyordu. Rüzgâr bizi bıraktı ve esip gitti. Bakıyorum, bakıyorum her yer yemyeşil. İğne yapraklar ayağıma batacak sandım. Batmadı. Koştum yeşil yaprakların üzerinde. Kelebek bir yerde durmuş beni izliyordu. Gidiyorum, gidiyorum, sonu gelmiyor yaprakların. Eğilip bakmak istedim aşağıya; ama yaprakları aralayamadım. Sanki yer, yer yarılmış yerin altına girmişti. Kalktım etrafa baktım. Mavi gökyüzünü sevinçle izledim. Derken çok uzaklarda bir şey gördüm. Ellerimi kollarımı havaya kaldırdım, bağırdım: Deniiiiiiiz