Fusul-i Hall ü Akd ve Usul-i Harc ü Nakd Müşkül Meselelerin Çözümü ve Gelir Gider Dengesinin Tertibi

Stok Kodu:
9786052068328
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
370
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%22 indirimli
90,00
70,20
9786052068328
672523
Fusul-i Hall ü Akd ve Usul-i Harc ü Nakd
Fusul-i Hall ü Akd ve Usul-i Harc ü Nakd Müşkül Meselelerin Çözümü ve Gelir Gider Dengesinin Tertibi
70.20

Gelibolulu Mustafâ Efendi 25 Nisan 1541 tarihinde Gelibolu'da dünyaya gelmiştir. Babası Hoca Ahmed bin Abdullah ve annesi Ümmühânî isimli bir hanımdır. Dedesinin Boşnak-Hırvat soyundan gelme bir devşirme olduğu tahmin edilmektedir. Başlangıçta Çeşmî mahlasını kullanan Mustafâ Efendi daha sonra ulu, yüce anlamlarına gelen Âlî mahlasını kullanmıştır.

Müellif tarafından kaleme alınan Fusûl-i Hall-i Akd ve Usûl-i Harc ü Nakd genel olarak bir Mukaddime, otuz iki Fasıl, bir Tezyil ve bir Hatime bölümlerinden oluşmaktadır. Eser ilk bakışta daha çok İslam Devletleri Tarihi gibi görünse de asılda XVII. yüzyıl Osmanlı Devleti'nin gerileme nedenlerine çareler arayan, devlet erkanına tavsiye ve öğütlerle nasihatlerde bulunan bir siyasetnamedir.

Nitekim Osmanlı tarihçiliğinin mihenk taşlarından olan Mustafa Âlî hayatının son dönemlerinde neşrettiği bu eseriyle, kaleminin gücünü, engin tarih bilgisini ve tecrübelerini geçmişten çıkardığı ders ve öğretilerle birleştirerek hem devlet erkanına hem de okuyucularına sade ve akıcı bir dille sunmayı başarmıştır. Ayrıca Mustafa Âlî Osmanlı maliyesinin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak çok önemli tespitlerde bulunmuştur. Özellikle narh sistemine vurgu yaparak narhın umûr-ı cüziyeden değil, umûr-ı külliyden olduğunu savunmuştur. Bununla birlikte Fatih Sultan Mehmed'in Kanun-ı Kadime adlı yazılı kanuna yer verilmiştir. Bundaki temel amaç Fatih'in veziri Mahmud Paşa'nın yeni gelen padişahların kanunnameye uymamaları sonucunda devletin zevale uğrayabileceği görüşünü ortaya koymaktır. Ayrıca Mahmud Paşa tarafından ortaya konan asker arasına ecnebi karışması neticesinde kul taifesine ihtilal vermek tarikine değinilerek, bir nevi dönemindeki padişah ve devlet erkanına kanunlara riayet edilmesi gerektiği hususunda geçmişi hatırlatarak üstü kapalı gönderme yapılmıştır. Nitekim devletin sınır güvenliğini sağlamak için içten ve dıştan gelebilecek tüm tehlikelere karşı dikkatli olunması gerektiği de ifade edilmiştir.

Bilindiği üzere Osmanlı Devleti'nde özellikle XVII. yüzyılda devletin içinde bulunduğu kötü gidişata engel olmak amacıyla birden fazla raporlar, layihalar ve risaleler hazırlanmıştır. Bu bağlamda Gelibolulu Mustafa Âlîʼnin eseri de günün koşulları içerisinde gerileme nedenleri, bunlara yönelik çözüm önerileri ve nasihatler şeklinde, siyasetname tarzına uygun olarak yazılmıştır.

Tarafımızdan kaleme alınan bu çalışmada eserin orijinalliği ve içeriğindeki isabetli tespitleri vurgulamak gayesiyle, öncelikle tespit edilebilen nüshalar ile karşılaştırmalı edisyon kritiği yapılmıştır. Nihayetinde metin tahliline yer verilerek eser tarih araştırmacılarının hizmetine sunulmuştur.

Gelibolulu Mustafâ Efendi 25 Nisan 1541 tarihinde Gelibolu'da dünyaya gelmiştir. Babası Hoca Ahmed bin Abdullah ve annesi Ümmühânî isimli bir hanımdır. Dedesinin Boşnak-Hırvat soyundan gelme bir devşirme olduğu tahmin edilmektedir. Başlangıçta Çeşmî mahlasını kullanan Mustafâ Efendi daha sonra ulu, yüce anlamlarına gelen Âlî mahlasını kullanmıştır.

Müellif tarafından kaleme alınan Fusûl-i Hall-i Akd ve Usûl-i Harc ü Nakd genel olarak bir Mukaddime, otuz iki Fasıl, bir Tezyil ve bir Hatime bölümlerinden oluşmaktadır. Eser ilk bakışta daha çok İslam Devletleri Tarihi gibi görünse de asılda XVII. yüzyıl Osmanlı Devleti'nin gerileme nedenlerine çareler arayan, devlet erkanına tavsiye ve öğütlerle nasihatlerde bulunan bir siyasetnamedir.

Nitekim Osmanlı tarihçiliğinin mihenk taşlarından olan Mustafa Âlî hayatının son dönemlerinde neşrettiği bu eseriyle, kaleminin gücünü, engin tarih bilgisini ve tecrübelerini geçmişten çıkardığı ders ve öğretilerle birleştirerek hem devlet erkanına hem de okuyucularına sade ve akıcı bir dille sunmayı başarmıştır. Ayrıca Mustafa Âlî Osmanlı maliyesinin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak çok önemli tespitlerde bulunmuştur. Özellikle narh sistemine vurgu yaparak narhın umûr-ı cüziyeden değil, umûr-ı külliyden olduğunu savunmuştur. Bununla birlikte Fatih Sultan Mehmed'in Kanun-ı Kadime adlı yazılı kanuna yer verilmiştir. Bundaki temel amaç Fatih'in veziri Mahmud Paşa'nın yeni gelen padişahların kanunnameye uymamaları sonucunda devletin zevale uğrayabileceği görüşünü ortaya koymaktır. Ayrıca Mahmud Paşa tarafından ortaya konan asker arasına ecnebi karışması neticesinde kul taifesine ihtilal vermek tarikine değinilerek, bir nevi dönemindeki padişah ve devlet erkanına kanunlara riayet edilmesi gerektiği hususunda geçmişi hatırlatarak üstü kapalı gönderme yapılmıştır. Nitekim devletin sınır güvenliğini sağlamak için içten ve dıştan gelebilecek tüm tehlikelere karşı dikkatli olunması gerektiği de ifade edilmiştir.

Bilindiği üzere Osmanlı Devleti'nde özellikle XVII. yüzyılda devletin içinde bulunduğu kötü gidişata engel olmak amacıyla birden fazla raporlar, layihalar ve risaleler hazırlanmıştır. Bu bağlamda Gelibolulu Mustafa Âlîʼnin eseri de günün koşulları içerisinde gerileme nedenleri, bunlara yönelik çözüm önerileri ve nasihatler şeklinde, siyasetname tarzına uygun olarak yazılmıştır.

Tarafımızdan kaleme alınan bu çalışmada eserin orijinalliği ve içeriğindeki isabetli tespitleri vurgulamak gayesiyle, öncelikle tespit edilebilen nüshalar ile karşılaştırmalı edisyon kritiği yapılmıştır. Nihayetinde metin tahliline yer verilerek eser tarih araştırmacılarının hizmetine sunulmuştur.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat