Fusûsu'l-Hikem bir rüyaya dayanır.
Bu rüyada İbnü'l-Arabî, Hz. Peygamber'in kendisine bir kitap verdiğini ve onu insanlara ulaştırmasını istediğini belirtir. İbnü'l-Arabî de hiçbir yorum katmadan
bu kitabı aktardığını söyler.
Özel koşullardaki bir rüyaya dayanmasının Fusûsu'l-Hikem'e belirli bir kutsiyet ve ayrıcalık kazandırdığı açıktır. Fusûsu'l-Hikem, önceki peygamberlerin ve getirdikleri dinlerin yerel ve göreceliğine karşın değişmez ve mutlak bilgiyi içeren
İslam vahyinin –ki İbnü'l-Arabî'ye göre bu nedenle
İslamın kitabının adı Kur'ân, yani “toplayıcı”dır– gözüyle değerlendirildiği bir kitaptır.
Fusûsu'l-Hikem bir rüyaya dayanır.
Bu rüyada İbnü'l-Arabî, Hz. Peygamber'in kendisine bir kitap verdiğini ve onu insanlara ulaştırmasını istediğini belirtir. İbnü'l-Arabî de hiçbir yorum katmadan
bu kitabı aktardığını söyler.
Özel koşullardaki bir rüyaya dayanmasının Fusûsu'l-Hikem'e belirli bir kutsiyet ve ayrıcalık kazandırdığı açıktır. Fusûsu'l-Hikem, önceki peygamberlerin ve getirdikleri dinlerin yerel ve göreceliğine karşın değişmez ve mutlak bilgiyi içeren
İslam vahyinin –ki İbnü'l-Arabî'ye göre bu nedenle
İslamın kitabının adı Kur'ân, yani “toplayıcı”dır– gözüyle değerlendirildiği bir kitaptır.