"Züleyha öyle bir hale gelmişti ki, çörek otundan öd ağzına dek, her şeyin adı Yusuf idi ona göre Yusuf'un adını başka adlarda gizlemişti. Mahremlerine de bu sırrı söylemişti. ‘Mum ateşten yumuşadı' dese ‘sevgiki bize alıştı, yüz verdi' demiş olurdu. ‘Bakın ay doğdu' dese ‘o söğüt ağacı yeşerdi' dese... ‘Yapraklar ne güzel oynamada' dese ‘çörek otu ne hoş yanmada' dese... ‘Gül, bülbüller sır söyledi' dese, ‘padişah, sevgilisine sır söyledi' dese... Kışın o ad kürk olurdu ona... Aşkta sevgilinin adı bunu yapar, bunu!...." Gerçek şu ki, sıradan kişiler ve halk da aslında her nefes "nam-ı pak (Hakk'ın ismini)" okurlar, fakat onlar aşka düşmüş olmadıkları için, bu adı okumakla onların maksatları, dilekleri gerçekleşmez. Çünkü Hz. İsa'nın gösterdiği mucizeler Hu/O ismiyledir, Ruhullah (Hz. İsa) ne yapmışşsa "O'nun adıyla" yapmıştır.
"Züleyha öyle bir hale gelmişti ki, çörek otundan öd ağzına dek, her şeyin adı Yusuf idi ona göre Yusuf'un adını başka adlarda gizlemişti. Mahremlerine de bu sırrı söylemişti. ‘Mum ateşten yumuşadı' dese ‘sevgiki bize alıştı, yüz verdi' demiş olurdu. ‘Bakın ay doğdu' dese ‘o söğüt ağacı yeşerdi' dese... ‘Yapraklar ne güzel oynamada' dese ‘çörek otu ne hoş yanmada' dese... ‘Gül, bülbüller sır söyledi' dese, ‘padişah, sevgilisine sır söyledi' dese... Kışın o ad kürk olurdu ona... Aşkta sevgilinin adı bunu yapar, bunu!...." Gerçek şu ki, sıradan kişiler ve halk da aslında her nefes "nam-ı pak (Hakk'ın ismini)" okurlar, fakat onlar aşka düşmüş olmadıkları için, bu adı okumakla onların maksatları, dilekleri gerçekleşmez. Çünkü Hz. İsa'nın gösterdiği mucizeler Hu/O ismiyledir, Ruhullah (Hz. İsa) ne yapmışşsa "O'nun adıyla" yapmıştır.