Dünya Tarihi kitaplarında onlara yer verilmedi... İki ordu, iki sembol ve iki diktatör arasında can verdiler... Cevdet, Osman, Mustafa . Kimse onların hayat öyküsünü filme almadı. Nazi rejimini anlatan yüzlerce filmde figüran bile olamadılar... İşte Batılı tarihçilerin yok saydığı milyonlarca Müslüman'ın trajik hayat hikayesine bu kitapta tanık olacaksınız. İkinci Dünya Savaşı'nın acı bilançosu Hitler'in 17, Stalin'in ise 25 milyon insanın ölümünden sorumlu olduğunu gösterir. Tarih kitaplarında yer almasa da, Sovyetler Birliği'ndeki milyonlarca Türk ve Müslüman da bu savaşta acı çekti, yüz binlercesi sürüldü, yüz binlercesi öldü ve yüz binlercesi vatansız kaldı. İşte elinizdeki bu kitap, dünya tarihinin Alman Nazi ve Sovyet Kızılordu cephesi arasında unuttuğu; Azeri, Kazak, Kırım ve Kazan Tatarlarının, Çeçenler ve Kafkas Halklarının, Özbek, Türkmen, Ahıska Türkleri, Karaçay ve Kırgızların acı öykülerini dile getiriyor. Ekim devrimi, kendi çocuklarını yemeye başladığında, onların da korkunç günleri başladı. Allah'tan başka kimseleri kalmayan bu insanlar, 1917 İhtilalinin minareleri devirdiğine, Müslüman aydınların tutuklanıp, çalışma kamplarına gönderildiğine ve hatta öldürüldüklerine tanık oldu. Almanlara esir düştüler. Nazi esir kamplarında işkenceler, açlık ve salgın hastalık sonucu acı içinde can verdiler. Milyonlarca Müslüman isimsiz toplu mezarlara gömüldü, başlarına haçlar dikildi. Irkçı Naziler için, Türkler düşük değerli Asyalıydı. Auschwitz'de onların da öldüğünü, Himmler'in iskelet koleksiyonu listesinde Türklerin de olduğunu hiçbir tarih kitabı yazmadı. Ölmekle lejyon askeri olmak arasında kaldılar. Bir oğul Alman, diğeri Sovyet askeri oldu. Kendi halklarını korumaktan başka amaçları yoktu. Savaştan sonra vatanlarına geri dönenleri idamlar ve sürgünler bekliyordu. Kızılordu'ya hizmetin ödülü ise yüz binlerin sürgünü ile sonuçlandı! Savaşta hiçbir suçu olmayan Kafkas Halkları ve Kırım Tatarları, adeta soykırıma dönüşen bu zorunlu sürgünde nüfuslarının yarısını kaybetti. Analar çocuğunu, bebeler anasını kaybetti. Bu kitap, bu halkların dramını tarihçilerin hatırlaması ve araştırması için bir kaynak olarak hazırlandı. "Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasında" ki savaşta çaresiz, vatansız ve geleceksiz kalmış, insanların geçmişe gömülmüş karanlık hayat hikayelerine ışık tutmaya çalıştı.
Dünya Tarihi kitaplarında onlara yer verilmedi... İki ordu, iki sembol ve iki diktatör arasında can verdiler... Cevdet, Osman, Mustafa . Kimse onların hayat öyküsünü filme almadı. Nazi rejimini anlatan yüzlerce filmde figüran bile olamadılar... İşte Batılı tarihçilerin yok saydığı milyonlarca Müslüman'ın trajik hayat hikayesine bu kitapta tanık olacaksınız. İkinci Dünya Savaşı'nın acı bilançosu Hitler'in 17, Stalin'in ise 25 milyon insanın ölümünden sorumlu olduğunu gösterir. Tarih kitaplarında yer almasa da, Sovyetler Birliği'ndeki milyonlarca Türk ve Müslüman da bu savaşta acı çekti, yüz binlercesi sürüldü, yüz binlercesi öldü ve yüz binlercesi vatansız kaldı. İşte elinizdeki bu kitap, dünya tarihinin Alman Nazi ve Sovyet Kızılordu cephesi arasında unuttuğu; Azeri, Kazak, Kırım ve Kazan Tatarlarının, Çeçenler ve Kafkas Halklarının, Özbek, Türkmen, Ahıska Türkleri, Karaçay ve Kırgızların acı öykülerini dile getiriyor. Ekim devrimi, kendi çocuklarını yemeye başladığında, onların da korkunç günleri başladı. Allah'tan başka kimseleri kalmayan bu insanlar, 1917 İhtilalinin minareleri devirdiğine, Müslüman aydınların tutuklanıp, çalışma kamplarına gönderildiğine ve hatta öldürüldüklerine tanık oldu. Almanlara esir düştüler. Nazi esir kamplarında işkenceler, açlık ve salgın hastalık sonucu acı içinde can verdiler. Milyonlarca Müslüman isimsiz toplu mezarlara gömüldü, başlarına haçlar dikildi. Irkçı Naziler için, Türkler düşük değerli Asyalıydı. Auschwitz'de onların da öldüğünü, Himmler'in iskelet koleksiyonu listesinde Türklerin de olduğunu hiçbir tarih kitabı yazmadı. Ölmekle lejyon askeri olmak arasında kaldılar. Bir oğul Alman, diğeri Sovyet askeri oldu. Kendi halklarını korumaktan başka amaçları yoktu. Savaştan sonra vatanlarına geri dönenleri idamlar ve sürgünler bekliyordu. Kızılordu'ya hizmetin ödülü ise yüz binlerin sürgünü ile sonuçlandı! Savaşta hiçbir suçu olmayan Kafkas Halkları ve Kırım Tatarları, adeta soykırıma dönüşen bu zorunlu sürgünde nüfuslarının yarısını kaybetti. Analar çocuğunu, bebeler anasını kaybetti. Bu kitap, bu halkların dramını tarihçilerin hatırlaması ve araştırması için bir kaynak olarak hazırlandı. "Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasında" ki savaşta çaresiz, vatansız ve geleceksiz kalmış, insanların geçmişe gömülmüş karanlık hayat hikayelerine ışık tutmaya çalıştı.