Eski antik uygarlıkların çoğunda bilinmeyen nedenlerle ilginç desenler çizilmiş ve bu desenler çoğunlukla tanrıları sembolize etmek adına düşünülmüştü. O eski dönemin ressamları sanırım zamansızlık yaşamadıkları için günlerce düşündükten sonra bazı tanrısal betimlemeleri çizgi haline getirmişlerdi.
Bu yansımalar günümüz sanatçılarla düşünürleri oldukça fazla etkilemiş, yaşayanlar o çağlardan akıp günümüze ulaşan sembolik de olsa çizimleri ya da kavramların sembolleştirilmesine engel olamamıştı.
Sembolleşmeye yakın olan bazı sıfatlar ve kavramlar gizlense de toplumsal varlık haline dönüşmüşler. Örneğin Haç, Mum, Çiçek, Hayvanlar, gözler, ayaklar, eller, spor takımları, kutsal mezarlar, tapınaklar v.s sembol haline dönüşmüşler.
Bu kitapta bilinen bazı değerleri ele alan Ali Narçın; mitolojilerde adı geçen bazı yerleşkeleri, tanrı adlarını ve dağları örnek göstererek okura sunmaktadır.
Eski antik uygarlıkların çoğunda bilinmeyen nedenlerle ilginç desenler çizilmiş ve bu desenler çoğunlukla tanrıları sembolize etmek adına düşünülmüştü. O eski dönemin ressamları sanırım zamansızlık yaşamadıkları için günlerce düşündükten sonra bazı tanrısal betimlemeleri çizgi haline getirmişlerdi.
Bu yansımalar günümüz sanatçılarla düşünürleri oldukça fazla etkilemiş, yaşayanlar o çağlardan akıp günümüze ulaşan sembolik de olsa çizimleri ya da kavramların sembolleştirilmesine engel olamamıştı.
Sembolleşmeye yakın olan bazı sıfatlar ve kavramlar gizlense de toplumsal varlık haline dönüşmüşler. Örneğin Haç, Mum, Çiçek, Hayvanlar, gözler, ayaklar, eller, spor takımları, kutsal mezarlar, tapınaklar v.s sembol haline dönüşmüşler.
Bu kitapta bilinen bazı değerleri ele alan Ali Narçın; mitolojilerde adı geçen bazı yerleşkeleri, tanrı adlarını ve dağları örnek göstererek okura sunmaktadır.