20.asırda klasik Türk edebiyatı geleneğini devam ettiren müelliflerdenbiri, kendisine ait dört eserin de telif tarihi 1923-1924 olan Gaziantepli Seyyid Muhammed Ali Rıza'dır. İslam etkisinde gelişen ve değişen Türk edebiyatının son temsilcilerinden biri olan müellif, Gencü'l-Esrâr adını verdiği ve çalışmamıza konu edilen bu eserinde Esrârî mahlasını kullanmıştır. Gencü'l-Esrâr, şekil ve muhteva bakımından edebî geleneğe bağlı olarak kaleme alınan dinî-tasavvufî bir nasihatnamedir. Eserin ve müellifin ismine kaynaklarda rastlanmamaktadır.
Marmara Üniversitesi'nde aynı dönemde doktora tahsili yaptığımız meslektaşım Erdal Seyis'in “Süleymaniye'de bir yazma buldum, bir bak istersen, hiçbir yerde kaydı yok” şeklindeki yönlendirmesiyle Gaziantepli Seyyid Muhammed Ali Rıza ile yolum kesişmiş oldu. Nasibimdeki başka bir doktora tez konusu üzerinde çalışırken dahi her fırsatta müellifin hayatına dair bir iz aradım, çok sayıda kapı çaldım, Gaziantep'in yollarını aşındırdım.1923'te yaşadığı kesin olan ve dinî kisvesini kendi kalemiyle Kâdirî şeyhi ve kurra imam olarak açıklayan müellifin izine dört yıl boyunca nasıl ulaşamam diye kahroldum. Umuyorum ki bu çalışma vesilesiyle bir kapı aralanır ve benim de gözümdeki perde kalkar.
20.asırda klasik Türk edebiyatı geleneğini devam ettiren müelliflerdenbiri, kendisine ait dört eserin de telif tarihi 1923-1924 olan Gaziantepli Seyyid Muhammed Ali Rıza'dır. İslam etkisinde gelişen ve değişen Türk edebiyatının son temsilcilerinden biri olan müellif, Gencü'l-Esrâr adını verdiği ve çalışmamıza konu edilen bu eserinde Esrârî mahlasını kullanmıştır. Gencü'l-Esrâr, şekil ve muhteva bakımından edebî geleneğe bağlı olarak kaleme alınan dinî-tasavvufî bir nasihatnamedir. Eserin ve müellifin ismine kaynaklarda rastlanmamaktadır.
Marmara Üniversitesi'nde aynı dönemde doktora tahsili yaptığımız meslektaşım Erdal Seyis'in “Süleymaniye'de bir yazma buldum, bir bak istersen, hiçbir yerde kaydı yok” şeklindeki yönlendirmesiyle Gaziantepli Seyyid Muhammed Ali Rıza ile yolum kesişmiş oldu. Nasibimdeki başka bir doktora tez konusu üzerinde çalışırken dahi her fırsatta müellifin hayatına dair bir iz aradım, çok sayıda kapı çaldım, Gaziantep'in yollarını aşındırdım.1923'te yaşadığı kesin olan ve dinî kisvesini kendi kalemiyle Kâdirî şeyhi ve kurra imam olarak açıklayan müellifin izine dört yıl boyunca nasıl ulaşamam diye kahroldum. Umuyorum ki bu çalışma vesilesiyle bir kapı aralanır ve benim de gözümdeki perde kalkar.