İbrahim Tığ, öykülerinde geleneksel hikâye kalıbını sürdürse de gündelik yaşam içinde insanı kucaklayan, toplumsal, sınıfsal zemin üzerine yerleştirdiği öykülerini iç yakıcı kuşatmayla sunuyor bir somun sıcaklığında…
M. Sadık Aslankara
Tığ'ın rahat, akıcı dili şairliğinin de dokusuyla buluşunca tadınca öyküler çıkmış ortaya. İnsana odaklı yöresel konuları; sıcak, içten, şaşırtmacalı.
Oğuz Tümbaş
Hayatın sillesini yiyen insanlar kurulmuştur Tığ'ın öykülerinin başköşesine. Tığ, öykülerine konu ettiği çevreyi ve insanı anlatırken yavan değildir. İç konuşma ya da diyaloglarla kahramanların ruh hallerini bize yan- sıtır, yaşatır. Bu bakımdan Tığ'ın öyküleri Sabahattin Ali ve Orhan Kemal'i selamlar.
Fahrettin Koyuncu
İbrahim Tığ'ın öykülerini okuduğunuzda hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Oradaki kahramanlar sizin köyünüzden, mahallenizden, sokağınızdan biri gibi geliyor insana. Kimisi tebessüm ettiriyor, güldürüyor; kimisi üzüyor, hüzne boğuyor.
R. Mithat Yılmaz
İnsan doğduğu yere benzermiş. İbrahim Tığ'ın öyküleri ise doğduğu yerin ikizi gibi. Kömürün karası da var, emeğin çetelesi de; aşkın ızdırabı da bu öykülerde, gelecek güzel günlerin ümidi de. Toplumcu gerçekçi yazının son temsilcilerinden belki de o. Türk edebiyatı açısından mutluluk verici.
Kaan Eminoğlu
İbrahim Tığ, öykülerinde geleneksel hikâye kalıbını sürdürse de gündelik yaşam içinde insanı kucaklayan, toplumsal, sınıfsal zemin üzerine yerleştirdiği öykülerini iç yakıcı kuşatmayla sunuyor bir somun sıcaklığında…
M. Sadık Aslankara
Tığ'ın rahat, akıcı dili şairliğinin de dokusuyla buluşunca tadınca öyküler çıkmış ortaya. İnsana odaklı yöresel konuları; sıcak, içten, şaşırtmacalı.
Oğuz Tümbaş
Hayatın sillesini yiyen insanlar kurulmuştur Tığ'ın öykülerinin başköşesine. Tığ, öykülerine konu ettiği çevreyi ve insanı anlatırken yavan değildir. İç konuşma ya da diyaloglarla kahramanların ruh hallerini bize yan- sıtır, yaşatır. Bu bakımdan Tığ'ın öyküleri Sabahattin Ali ve Orhan Kemal'i selamlar.
Fahrettin Koyuncu
İbrahim Tığ'ın öykülerini okuduğunuzda hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Oradaki kahramanlar sizin köyünüzden, mahallenizden, sokağınızdan biri gibi geliyor insana. Kimisi tebessüm ettiriyor, güldürüyor; kimisi üzüyor, hüzne boğuyor.
R. Mithat Yılmaz
İnsan doğduğu yere benzermiş. İbrahim Tığ'ın öyküleri ise doğduğu yerin ikizi gibi. Kömürün karası da var, emeğin çetelesi de; aşkın ızdırabı da bu öykülerde, gelecek güzel günlerin ümidi de. Toplumcu gerçekçi yazının son temsilcilerinden belki de o. Türk edebiyatı açısından mutluluk verici.
Kaan Eminoğlu