"Kuzey yavaşça güneşten ırağa düşüyor. Yıpranmış gezegen, güneşin etrafındaki biteviye dönüşünde bir kez daha zifiri fısıltılarla yüklü kışlağına doğru yaklaşıyor. Kuzey ülkeleri gecenin kaçınılmazlığını çaresizce kabullenerek iyiden iyiye üşüyorlar. Tüm âlem farkında acımasız kışın ve gelen upuzun gecenin. Oysa sonsuzluk, nihayetsiz bir gecedir; gördüğü rüyaları hatırlamaz bile. Uyandığında dünyayı hatırlar mı bilinmez. Diğer gezegenlerin de pek umurunda değil karanlığın giderek yoğunlaşması. Güneş hiç umurları değil.
Ağaçların göğe uzanan çıplak dallarının, dağların ve hatta ormanların içinden aya doğru uluyan kurt sürülerinin de takvimlerdeki günlerden haberi yok. Ama yine de tüm yaratıklar farkında: Karanlık parıltılarla dolu gece yaklaşıyor. Gecelerin en uzunu, gecelerin en güzeli, eteklerinde yıldızlar ve ayazın sedefli hareleriyle, kapkara pırıltılar saçan saçlarını dağların en saklı tepelerine savurarak, adımlarını nehirlerin, bataklıkların ve dondurucu çöllerin üzerinden aşırarak, gözlerinde soğuk rüzgârlar kamaşarak yaklaşıyor. Göğün katlarından yeryüzüne yönelen meraklı bakışlar artıyor. Gece ve gecenin ardında gizlenen nefes, kamışlıklardaki sıçanlar tarafından bile duyulabiliyor."
"Kuzey yavaşça güneşten ırağa düşüyor. Yıpranmış gezegen, güneşin etrafındaki biteviye dönüşünde bir kez daha zifiri fısıltılarla yüklü kışlağına doğru yaklaşıyor. Kuzey ülkeleri gecenin kaçınılmazlığını çaresizce kabullenerek iyiden iyiye üşüyorlar. Tüm âlem farkında acımasız kışın ve gelen upuzun gecenin. Oysa sonsuzluk, nihayetsiz bir gecedir; gördüğü rüyaları hatırlamaz bile. Uyandığında dünyayı hatırlar mı bilinmez. Diğer gezegenlerin de pek umurunda değil karanlığın giderek yoğunlaşması. Güneş hiç umurları değil.
Ağaçların göğe uzanan çıplak dallarının, dağların ve hatta ormanların içinden aya doğru uluyan kurt sürülerinin de takvimlerdeki günlerden haberi yok. Ama yine de tüm yaratıklar farkında: Karanlık parıltılarla dolu gece yaklaşıyor. Gecelerin en uzunu, gecelerin en güzeli, eteklerinde yıldızlar ve ayazın sedefli hareleriyle, kapkara pırıltılar saçan saçlarını dağların en saklı tepelerine savurarak, adımlarını nehirlerin, bataklıkların ve dondurucu çöllerin üzerinden aşırarak, gözlerinde soğuk rüzgârlar kamaşarak yaklaşıyor. Göğün katlarından yeryüzüne yönelen meraklı bakışlar artıyor. Gece ve gecenin ardında gizlenen nefes, kamışlıklardaki sıçanlar tarafından bile duyulabiliyor."