“Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyûlâyı da er geç silecektir.
Rahmetle anılmak… Ebediyet budur, amma;
Sessiz yaşadım, kim, beni nerden bilecektir?”
Ahlak âbidesi merhum Mehmet Akif böyle dile getirmiş sessizliğini ve kimsesizliğini. Bu eserde yer alan şahsiyetler, Akif misali, gösterişten âzâde, yerel ve sessiz yaşayan/yaşamış olan hocalardır. Onlar, kökü tarihin derinliklerinde, dalları göklerde bulunan bir inancı, geleneği, tarihi sonraki nesillere en güzel şekilde aktarmanın mücadelesini vermişlerdir. Yetişen nesiller onlara bakarak yön bulmaya çalışmış, fırtınalı ortamlarda o limanlara sığınmışlardır. Onlar, taze dimağlara, her daim lazım olan bilgiyi ve onun uygulama biçimini, hürmeti, mahabbeti ve insan olmayı öğretmişlerdir. Mütevazı olanı Allah yüceltirmiş. Mehmet Akif unutulmadı, bu milletin sînesinde taht kurdu. Aynı yolda yürüyenler de unutulmasın temennisiyle…
“Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyûlâyı da er geç silecektir.
Rahmetle anılmak… Ebediyet budur, amma;
Sessiz yaşadım, kim, beni nerden bilecektir?”
Ahlak âbidesi merhum Mehmet Akif böyle dile getirmiş sessizliğini ve kimsesizliğini. Bu eserde yer alan şahsiyetler, Akif misali, gösterişten âzâde, yerel ve sessiz yaşayan/yaşamış olan hocalardır. Onlar, kökü tarihin derinliklerinde, dalları göklerde bulunan bir inancı, geleneği, tarihi sonraki nesillere en güzel şekilde aktarmanın mücadelesini vermişlerdir. Yetişen nesiller onlara bakarak yön bulmaya çalışmış, fırtınalı ortamlarda o limanlara sığınmışlardır. Onlar, taze dimağlara, her daim lazım olan bilgiyi ve onun uygulama biçimini, hürmeti, mahabbeti ve insan olmayı öğretmişlerdir. Mütevazı olanı Allah yüceltirmiş. Mehmet Akif unutulmadı, bu milletin sînesinde taht kurdu. Aynı yolda yürüyenler de unutulmasın temennisiyle…