Bu kitap, 31 yıl gibi bize göre kısacık, fırtınalı bir hayat yaşayan; beşeri aşktan ilahi aşka, meyhaneden semahaneye savrulan, yolu Mevlevihaneye düşmekle birlikte çilesini tamamlayamayan, belki de bunun verdiği üzüntüyle dünyaya katabileceği pek çok güzellik varken vefat eden, ruhu aşk, yalnızlık, değer bilmezlik ve nefsin arzuları elinde çırpınmış, yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen bu ömre bir Divan sığdırmış, sonra da şiirlerini kendi elleriyle yok etmiş ve bu sebeple bugüne kadar unutulmuş bir şairi, Gelibolulu Şakir Efendi'yi anlatıyor.
“Gelibolulu Şakir Efendi ve Divançesi” isimli bu çalışma ile Gelibolu'dan ve Gelibolu Mevlevihanesi'nden yetişen şairlerin sayısı bir artmış, böylece Gelibolu'nun ve Gelibolu Mevlevihanesi'nin Türk kültür ve sanat tarihindeki önemine bir kez daha değinilmiş oluyor.
Gelibolulu Şakir Efendi'yi tanımak ve şiirleri üzerinde çalışmak benim için çok büyük bir zevk idi, umarım okuyanlar da aynı duygularla okur ve onun muazzep ruhu şad olur.
Bu kitap, 31 yıl gibi bize göre kısacık, fırtınalı bir hayat yaşayan; beşeri aşktan ilahi aşka, meyhaneden semahaneye savrulan, yolu Mevlevihaneye düşmekle birlikte çilesini tamamlayamayan, belki de bunun verdiği üzüntüyle dünyaya katabileceği pek çok güzellik varken vefat eden, ruhu aşk, yalnızlık, değer bilmezlik ve nefsin arzuları elinde çırpınmış, yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen bu ömre bir Divan sığdırmış, sonra da şiirlerini kendi elleriyle yok etmiş ve bu sebeple bugüne kadar unutulmuş bir şairi, Gelibolulu Şakir Efendi'yi anlatıyor.
“Gelibolulu Şakir Efendi ve Divançesi” isimli bu çalışma ile Gelibolu'dan ve Gelibolu Mevlevihanesi'nden yetişen şairlerin sayısı bir artmış, böylece Gelibolu'nun ve Gelibolu Mevlevihanesi'nin Türk kültür ve sanat tarihindeki önemine bir kez daha değinilmiş oluyor.
Gelibolulu Şakir Efendi'yi tanımak ve şiirleri üzerinde çalışmak benim için çok büyük bir zevk idi, umarım okuyanlar da aynı duygularla okur ve onun muazzep ruhu şad olur.