Hasibe Kalkan Kocabay bu kitabında altmışlı yıllarda Almanya'da ortaya çıkan "Belgesel Tiyatro" akımını, önemli yazarların yapıtlarından yola çıkarak inceliyor. Bu oyunların hangi tarihsel ortam ve koşullarda oluştuklarını gözler önüne serdiği gibi, oyunların yapısal özelliklerini, bu tiyatroya özgü olan montaj, yabancılaştırma gibi tekniklerin nasıl kullanıldığını da ayrıntılı olarak irdeliyor. Böylece Nazi Almanyası'nın sorgulanması, faşizm, emperyalizm, koloniyalizm, bilim adamının sorumluluğu vb. çarpıcı ve güncel konuların çeşitli yazarlar tarafından nasıl kurgulandığını, belgesel olanla kurmaca olan arasında nasıl bir ilişkilendirme olduğunu ve oyunların kamuoyunda uyandırdığı etkiyi somut bir biçimde gösteriyor. Çalışmasının diğer ağırlık noktasını Türk yazarlarının yazdıkları belgesel tiyatro oyunları oluşturuyor. Kitapta; altmışlı, yetmişli yıllarda bizde sahnelenen yabancı ve yerli belgesel tiyatro oyunları ayrıntılı bir biçimde tanıtılıyor. Kitabın ilginç yanı, belgesel tiyatronun bugün ne denli geçerli olabileceğini tartışmaya açması. Yazar, günümüz dünyasına egmene olan medyanın gerçekleri hem gösteren, hem de dilediği gibi saptıran sınırsız gücüne karşın, sorunların içyüzünü sergileyen ve böylelikle insanları uyaran bir alternatif olabileceğini düşünüyor. Çünkü belgesel tiyatronun en önemli özelliği, yaşanılan acıların, yapılan haksızlıkların unutulmamasını sağlamak, adı üstünde belgelemektir. Bir diğer özelliği de, güncel politik sorunlara yer vererek, verimli bir tartışma ortamı açmasıdır.
Yazarın bu çalışması, tiyatro kitaplığımızın çok önemli bir boşluğunu dolduruyor.
Hasibe Kalkan Kocabay bu kitabında altmışlı yıllarda Almanya'da ortaya çıkan "Belgesel Tiyatro" akımını, önemli yazarların yapıtlarından yola çıkarak inceliyor. Bu oyunların hangi tarihsel ortam ve koşullarda oluştuklarını gözler önüne serdiği gibi, oyunların yapısal özelliklerini, bu tiyatroya özgü olan montaj, yabancılaştırma gibi tekniklerin nasıl kullanıldığını da ayrıntılı olarak irdeliyor. Böylece Nazi Almanyası'nın sorgulanması, faşizm, emperyalizm, koloniyalizm, bilim adamının sorumluluğu vb. çarpıcı ve güncel konuların çeşitli yazarlar tarafından nasıl kurgulandığını, belgesel olanla kurmaca olan arasında nasıl bir ilişkilendirme olduğunu ve oyunların kamuoyunda uyandırdığı etkiyi somut bir biçimde gösteriyor. Çalışmasının diğer ağırlık noktasını Türk yazarlarının yazdıkları belgesel tiyatro oyunları oluşturuyor. Kitapta; altmışlı, yetmişli yıllarda bizde sahnelenen yabancı ve yerli belgesel tiyatro oyunları ayrıntılı bir biçimde tanıtılıyor. Kitabın ilginç yanı, belgesel tiyatronun bugün ne denli geçerli olabileceğini tartışmaya açması. Yazar, günümüz dünyasına egmene olan medyanın gerçekleri hem gösteren, hem de dilediği gibi saptıran sınırsız gücüne karşın, sorunların içyüzünü sergileyen ve böylelikle insanları uyaran bir alternatif olabileceğini düşünüyor. Çünkü belgesel tiyatronun en önemli özelliği, yaşanılan acıların, yapılan haksızlıkların unutulmamasını sağlamak, adı üstünde belgelemektir. Bir diğer özelliği de, güncel politik sorunlara yer vererek, verimli bir tartışma ortamı açmasıdır.
Yazarın bu çalışması, tiyatro kitaplığımızın çok önemli bir boşluğunu dolduruyor.