Yaşlanma insanoğlu için doğumu ile hatta ana rahmine düşmesiyle başlayan, hayatı boyunca devam eden ve ölün ile noktalanan bir süreçtir. Yaşlılık ise daha çok kronolojik bir kavram olup, insan hayatının ileri dönemlerine verilen bir addır. Dünya sağlık örgütünün tanımlamasına göre bu kronolojik sınır 65 yaş olarak belirtilmektedir. Yirminci yüzyılın başlarında gelişmiş ülkelerde beklenen ortalama yaşam süresi 47 yıl olarak hesaplanırken, milenyum ile birlikte bu rakamlar 80 yılı geçtiğini göstermektedir. Teknoloji ve tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak ülkemiz nüfusundaki 65 yaş ve üstü kişilerin oranı da giderek artmaktadır ve yapılan hesaplamalar 2050 yılında da her beş kişiden birinin 65 yaş ve üzerinde olacağı tahmin edilmektedir.
İlerleyen yaş ile birlikte değişen fizyoloji, azalan fonksiyonellik ve artan komorbidite yaşlı olguları daha hassas ve daha “kırılgan” hale getirmektedir. Dr William R. Hazard, tipik bir geriatrik olgu En Yaşlı, En Hasta, En Düşkün ve En Komplike olgu olarak tanımlamıştır. Acil servislere başvuran her altı hastadan birinin yaşlı olduğu ve bu yaşlıların yarısının da hastaneye yatırıldığı göz önünde bulundurulduğunda hastalık insidans, prevalans ve prezentasyonlarının çok farklılık gösterdiği geriatrik olgularda hastalık belirti, bulgu ve hastalıklarına bizim daha hassas ve ayrıntılı yaklaşmamızı gerekmektedir. Bu amaçla tamamen geriatrik bakış açısıyla hazırlanmış ilk eser olan “Geriatrik Geropsikiyatrik Aciller”in ülkemizdeki yaşlılarla uğraşan tüm hekimlere faydalı olacağını ümit ediyorum.
Yaşlanma insanoğlu için doğumu ile hatta ana rahmine düşmesiyle başlayan, hayatı boyunca devam eden ve ölün ile noktalanan bir süreçtir. Yaşlılık ise daha çok kronolojik bir kavram olup, insan hayatının ileri dönemlerine verilen bir addır. Dünya sağlık örgütünün tanımlamasına göre bu kronolojik sınır 65 yaş olarak belirtilmektedir. Yirminci yüzyılın başlarında gelişmiş ülkelerde beklenen ortalama yaşam süresi 47 yıl olarak hesaplanırken, milenyum ile birlikte bu rakamlar 80 yılı geçtiğini göstermektedir. Teknoloji ve tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak ülkemiz nüfusundaki 65 yaş ve üstü kişilerin oranı da giderek artmaktadır ve yapılan hesaplamalar 2050 yılında da her beş kişiden birinin 65 yaş ve üzerinde olacağı tahmin edilmektedir.
İlerleyen yaş ile birlikte değişen fizyoloji, azalan fonksiyonellik ve artan komorbidite yaşlı olguları daha hassas ve daha “kırılgan” hale getirmektedir. Dr William R. Hazard, tipik bir geriatrik olgu En Yaşlı, En Hasta, En Düşkün ve En Komplike olgu olarak tanımlamıştır. Acil servislere başvuran her altı hastadan birinin yaşlı olduğu ve bu yaşlıların yarısının da hastaneye yatırıldığı göz önünde bulundurulduğunda hastalık insidans, prevalans ve prezentasyonlarının çok farklılık gösterdiği geriatrik olgularda hastalık belirti, bulgu ve hastalıklarına bizim daha hassas ve ayrıntılı yaklaşmamızı gerekmektedir. Bu amaçla tamamen geriatrik bakış açısıyla hazırlanmış ilk eser olan “Geriatrik Geropsikiyatrik Aciller”in ülkemizdeki yaşlılarla uğraşan tüm hekimlere faydalı olacağını ümit ediyorum.