Roman 1860'lı yılların sonunda geçiyor ve Fransa'nın Montsou kasabasındaki maden işçilerinin yaşamını ve mücadelesini konu ediniyor. Zola, madencilerin sefalet içindeki yaşamını çok canlı ve gerçekçi bir dille tasvir ediyor. Kasabadaki işçiler, atadan babadan madenciler ve bu madenci kasabasında doğup maden ocağında ölüyorlar. Madendeki tüm işçilerin kaderi, küçücük yaşlarda madene bir mahkûm gibi inmek ve ölüsü çıkana kadar orada çalışmaktır.
Romandaki ailenin 58 yaşındaki büyükbabası Bonnemort (dokuz canlı) Baba, daha sekiz yaşındayken madene inmiş, tam üç kez madenden ölmek üzereyken çıkarılmıştır. Bir keresinde saçı sakalı kavrulmuş, bir diğerinde kursağına kadar toprakla dolmuş, üçüncüsündeyse karnı kurbağa gibi suyla şişmiş bir şekilde kurtarılmıştır.
Roman 1860'lı yılların sonunda geçiyor ve Fransa'nın Montsou kasabasındaki maden işçilerinin yaşamını ve mücadelesini konu ediniyor. Zola, madencilerin sefalet içindeki yaşamını çok canlı ve gerçekçi bir dille tasvir ediyor. Kasabadaki işçiler, atadan babadan madenciler ve bu madenci kasabasında doğup maden ocağında ölüyorlar. Madendeki tüm işçilerin kaderi, küçücük yaşlarda madene bir mahkûm gibi inmek ve ölüsü çıkana kadar orada çalışmaktır.
Romandaki ailenin 58 yaşındaki büyükbabası Bonnemort (dokuz canlı) Baba, daha sekiz yaşındayken madene inmiş, tam üç kez madenden ölmek üzereyken çıkarılmıştır. Bir keresinde saçı sakalı kavrulmuş, bir diğerinde kursağına kadar toprakla dolmuş, üçüncüsündeyse karnı kurbağa gibi suyla şişmiş bir şekilde kurtarılmıştır.